Edirne Roman Sivil Toplum Gönüllüsü Turan Şallı, devamında şunları kaydetti: "Siyasi partiler farklı argümanlar kullanarak etnik kimlikleri, sosyal tabakaları, dini gruplarıkendi etrafında şekillendirme eğilimine girerler. Elde ettikleri siyasal gücün bir zaman sonra toplumun genel çıkarları için değil, belirli bir çevrenin, örgütlenmelerin çıkarlarına dönüştüğü çok görülmüştür. Kimlik kullanmaargümanları günümüzde Roman sivil toplumun en kolay becerdiği bir alandır.
Bir dönem Çeribaşı Mehmet Ali Körüklü vardı.Bir seçim döneminde siyasetçileri etkilemek amaçlı, “benim arkamda 20 bin Romanın oyu var,” söylemiseçim sonucunda hüsranla bitmişti. Bu söylem dilini 28. Dönem Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminde de gördük. Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus, Roman kimlikli olmasa da bu kimliği avantaja çevirerek,“ Roman diyalog ağı olarak Türkiye’de 22 il, 34 bölge de örgütlüyüz, Roman kadınların isteği üzerine CHP’ den milletvekili adayı oldum.” Demesi milletvekili seçilmesini sağlayamadı.Çingene Çeribaşısının durumuna düşmüştür.
Milletvekili aday adayı, İzmir Romanlar Derneği Başkanı Abdullah Cıstır, verdiği bir demeçte:Türkiye’de 5-6 milyon Roman nüfusu olduğunukendisine/kendilerine verilecek imkan sayesinde Türkiye’de tüm Roman mahallelerinde yüzde 10 oranında bir fark yaratacağını, kendisi ile 10 milletvekilini meclise taşıyacağından söz etmişti. Oysa Romanların büyük bir çoğunluğunun devletin sosyal yardımları ile yaşam sürdüğü, öğretilmiş yoksulluk, çaresizlikiçinde bulunduğu göz ardı edilmektedir. Hak bilinci yerleşmemiş bir Roman gerçeğini görmek gerekir. Yine bu seçim döneminde Edirne-Keşan ilçesinde bulunan Roman derneklerinin bir dilekçesi ulusal medya da yer buldu. Dilekçe Cumhurbaşkanlığına yazılmıştı:“Romanlar, Erdoğan’a mektup yazdı: Bir daha aday göstermeyin istemiyoruz,”istenmeyen kişi Edirne milletvekili Fatma Aksal’dı. İstenmeyen Fatma Aksal 28. Dönem Edirne milletvekili.
Siyaseti kendi çıkarım aracı olarak gören bazı Roman dernek başkanları, kendi bekaları için siyasetçilerin oy kaldıracı konumundadır. Bu kaldıracın Romanlara faydası da yoktur. “Beka” denen kavramhiçbir kimliğin, siyasetçinin bekası için değil, devletimizin daha güçlü adalet bekası için olmalıdır."
Haber Merkezi