"TRAKYA'DA TERMİĞE İZİN YOKKEN NÜKLEER Mİ OLACAK?"

Türkiye'nin üçüncü nükleer santralinin, Edirne'nin de içinde bulunduğu Trakya'nın kalbine kurulmak istenmesi büyük endişe yaratıyor. Uzmanlar, "Bu proje sadece Kırklareli'nin değil, tarımı, suyu ve tarihi mirasıyla Edirne'nin de sonu olur" uyarısında bulunuyor.

Türkiye'nin üçüncü nükleer santralinin (NES) Kırklareli'nin ormanlık ve tarım arazilerine kurulmak istenmesi, bölgenin başkenti konumundaki Edirne'de de büyük tedirginlik ve tepkiyle karşılandı. İstanbul'a 140, Edirne'ye ise 120 kilometre mesafede planlanan santralın, olası bir kaza durumunda tüm Trakya'yı etkileyecek radyasyon riski taşımasının yanı sıra, bölgenin su havzalarını, tarımını ve ekolojik dengesini geri dönüşü olmaz şekilde bozma riski bulunuyor.
Santralın kesin yeri, bir rüzgâr enerji santralı (RES) projesine "nükleer santral sahası ile çakıştığı" gerekçesiyle verilen ret kararıyla ortaya çıkmıştı. Söz konusu alanın, İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı'na komşu, orman ve mutlak koruma statüsündeki bölge olması, tepkileri daha da artırdı.

"EDİRNE TARIMI VE SUYU TEHDİT ALTINDA"

Konuyu Edirne perspektifinden değerlendiren Trakya Platformu Sözcüsü Av. Bülent Kaçar, projenin doğrudan Edirne'nin geleceğini tehdit ettiğini belirterek, "Bu santral sadece Kırklareli'nin meselesi değil. Trakya bir bütündür. Istranca Ormanları, Edirne'nin de suyunu ve havasını temizleyen ana akciğeridir. Bu ormanlar yok olursa veya radyoaktif kirlenmeye maruz kalırsa, Edirne'nin içme suyu kaynakları, dünyaca ünlü tarım arazileri ve biyolojik çeşitliliği doğrudan etkilenecek" dedi.

"TARİHİ KENTİN GELECEĞİ KARARIYOR"
Kaçar, Edirne'nin sadece tarım değil, tarihi ve kültürel miras turizmiyle de ayakta duran bir kent olduğunu vurgulayarak, "Böyle bir tehdit, kentin ekonomisini, sağlığını ve yaşanabilirliğini kökünden sarsar. Edirneli hemşehrilerimizi, bu kente, bu topraklara sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bu proje, UNESCO yolundaki kentimizin geleceğine vurulmuş bir darbedir" dedi

Av. Kaçar, hukuki mücadeleden vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek, "Danıştay, daha önce Trakya'da termik santrale dahi izin vermedi. Termiğe izin verilmeyen bir bölgeye, çok daha tehlikeli ve yıkıcı olan nükleer santral asla kurdurmayacağız. Bu, Edirne'nin, tüm Trakya'nın ve çocuklarımızın geleceği için bir varoluş mücadelesidir" şeklinde konuştu.
Trakya Platformu, Edirne Belediyesi'ne, sivil toplum kuruluşlarına, odalara ve tüm Edirne halkına çağrıda bulunarak, projeye karşı hukuki, idari ve toplumsal her türlü meşru mücadele zemininde birleşmeye ve Edirne'nin geleceğini savunmaya davet ettiğini ifade etti.
Mert Hamarat

banner8
Haberler