Edirne Barosu Aile, Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Av. Özge Hazır, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, çocuk haklarının tarihsel süreçte ağır bedellerle kazanıldığını vurguladı. Hazır, iki büyük dünya savaşının yarattığı yıkımın ortasında kalan milyonlarca çocuğun yaşadığı acıların, çocuk hakları kavramını uluslararası toplumun vicdanına kazıdığını söyledi.
1924 tarihli Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’nden 1989 Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne uzanan sürecin, çocukların yalnızca korunmaya muhtaç değil, birer hak öznesi bireyler olduğunu ortaya koyduğunu belirten Hazır, “Çocuk, insanın verebileceği sevginin, güvenliğin, eğitimin, sağlığın ve onurun tartışmasız en iyisine layıktır. Bu, çocuk haklarının temel taşı olan ‘Çocuğun Yüksek Yararı’ ilkesinin özüdür” dedi.
Günümüzde savaşlar, göç, iklim krizleri ve derinleşen eşitsizlikler nedeniyle milyonlarca çocuğun benzer tehditlerle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Hazır, çocukların evlerinde, okullarında ve toplum içinde yaşadığı ihlallerin hâlâ ciddi boyutlarda olduğunu ifade etti. Çocukların şiddet, istismar, akran zorbalığı ve ihmal gibi sorunlarla karşı karşıya kaldığını söyleyen Hazır, “En güvende hissetmeleri gereken yerlerde bile onarılamaz zararlar gören çocuklarımız için toplum olarak büyük bir sorumluluğumuz var” şeklinde konuştu.
Suça sürüklenen çocukların koruma mekanizmalarından yoksun bırakıldığını ve rehabilitasyon süreçlerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Hazır, suç mağduru çocukların ise adalet sistemi içinde ikinci kez travmatize edilmeden, uzmanlar eşliğinde desteklenerek dinlenmesi gerektiğini kaydetti.
Ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin çocukları eğitim hakkından kopardığını ve çocuk işçiliğine zorladığını vurgulayan Hazır, bunun çocukların hem fiziksel hem zihinsel gelişimlerini tehdit ettiğini söyledi. Bu tabloya karşı kayıtsız kalmanın “insanlık vicdanının kabul edemeyeceği bir durum” olduğunu ifade etti.
Edirne Barosu adına çağrıda bulunan Hazır, tüm kurumları ve bireyleri çocukların yaşam, gelişim ve onurlu bir hayat sürme haklarını korumaya davet ederek, “Her çocuğu kendi çocuğumuz gibi sahiplenmeli, onlara güvenli alanlar ve eşit fırsatlar sunmalıyız. Çünkü onlara verdiğimiz her destek, bizi daha merhametli ve sömürüden uzak bir geleceğe taşıyacaktır” dedi.
Mert Hamarat
