Eğitim Sen Edirne Şubesi, 2024-2025 eğitim öğretim yılına dair hazırladığı raporu kamuoyuyla paylaştı. Şube Temsilcisi Ahmet Acet, raporda Edirne genelindeki okullarda yaşanan yapısal sorunların altını çizerek, çözüm için acil adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Rapora göre, Edirne’deki bazı okullarda sınıf mevcutları 40’a ulaşmış durumda. Derslik başına düşen öğrenci sayısı Türkiye ortalamasının üzerinde. Bu durumun, öğrencilerin bireysel takiplerini zorlaştırdığı, öğretmen-öğrenci etkileşimini azalttığı ve eğitimin niteliğini düşürdüğü vurgulandı. Eğitim Sen, kalabalık sınıfların özellikle ilkokul ve ortaokullarda öğrencilerin fiziksel konforunu da etkilediğini kaydetti.
Raporda dikkat çeken bir diğer başlık, devamsızlık oranları oldu. Özellikle ortaöğretimde özürsüz devamsızlık oranlarının yüzde 40’a yaklaştığı ifade edildi. Ekonomik sıkıntılar, kırtasiye ve servis masraflarının karşılanamaması ve taşımalı eğitimdeki sorunlar öğrencilerin eğitime devamını zorlaştırıyor.
Edirne’deki okullarda öğrencilere ücretsiz yemek ve içme suyu verilmemesi de raporda eleştirilen konular arasında yer aldı. Özellikle dezavantajlı ailelerin çocuklarının beslenme ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığına dikkat çekildi. Bu durumun öğrencilerin konsantrasyonunu düşürdüğü, sağlık sorunlarını artırdığı ve devamsızlığa katkı sağladığı belirtildi.
Raporda özel okul oranlarının yüksekliğine de değinildi. Özel okulların varlıklı aileler için daha fazla imkân sunarken, kamu okullarında altyapı ve etkinlik imkanlarının sınırlı olduğu ifade edildi. Eğitimde sınıfsal uçurumların büyüdüğüne dikkat çekildi.
Bazı okullarda okul sonrası ücretli etüt programları düzenlenirken, bu hizmetten faydalanamayan öğrencilerin ücretsiz Kur’an kurslarına yönlendirildiği belirtildi. Bu durumun, laik eğitim anlayışıyla bağdaşmadığı ve yoksul öğrencilerin akademik destekten mahrum kaldığı ifade edildi.
Raporda en çok eleştirilen konulardan biri de proje okullarındaki öğretmen değişiklikleri oldu. Edirne’de yaklaşık 100 öğretmenin görev süresi uzatılmadı. Deneyimli öğretmenlerin tasfiye edilmesiyle eğitim kalitesinin zarar gördüğü belirtildi. Atamalarda liyakat yerine “Bakan onayı” gibi sübjektif yöntemlerin devrede olduğu vurgulandı.
Mert Hamarat