Her yıl 1 Mayıs günü geldiğinde dünyanın dört bir yöresinde işçi ve emekçinin bayramı olarak kutlanır. İşçiler emeklerinden,işgücünden başka yararlanma imkanı olmayan halktan oluşur.
Dünyanın her yerinde topluma alın teri,kol gücü ile hizmet veren,emeği gasp edilen en çok ezilen halk kesimidir işçiler.
İşçilerin emek mücadelesinde geçmiş yıllardan bu yana her zaman hakları yenilmiş, bu hakları elde edilmesinde yapılan mücadelede binlerce kurban vermişlerdir.
Buna rağmen mücadeleden hak aramadan vazgeçmeyen eli nasırlı halk kesimi olan emekçilerin, her zaman işverenlerce hakları gasp edilmiş, bugüne kadar hor görülmüş itelenmişlerdir.
İşçilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri kol ve emek gücüne bağlıdır. Onların emeğinden alın terinden başka geçim imkanları yoktur.
Emekçiler haklarını elde etmek için yılmadan mücadele verip emeklerinin karşılığını almak için her türlü zorluğa zorbalığa yıldırmalara karşı göğüs germişlerdir.
Seslerini duyurma uğruna, Taksim Meydanındaki ve diğer işçi eylemlerinde olduğu gibi yüzlercesi canlarını vermiştir .
Buna rağmen 1 Mayıs geldiğinde yine hakları için meydanlara koşmuşlardır.Dünyada en kursal hakkı alın teri ile kazanılan işçi haklarıdır.
Hakim güçler kazançlarını zedelediği gerekçesiyle her zaman işçi haklarına karşı olmuşlardır.
Bugün ülkemizde siyasi iktidarların denetiminde olan işçi temsilcileri ile emekçilerin haklarını savunmak çok daha zor koşullarda yapılmaktadır. Sarı sendikalar her zaman işçi hakları için en büyük engeldir.
Onların yöneticileri iktidarda söz sahibi olanların , talepleri dışına çıkamazlar. Buna giriştikleri zaman yüksek maaşlı koltuklarından olacağı endişesini taşırlar.
----------------
İŞÇİLER SENDİKA AĞALARINDAN KURTULMALI
İşçilerin haklarını yeterince savunmaları için kendilerini temsil eden sendika ağalarının yönetimden uzaklaştırmaları kendi haklarına sonuna kadar sahip çıkacak gerçek ve idealist sendika başkanlarına ihtiyaçları vardır.
Bugün ülkemizde meydana gelen ekonomik ve siyasi sorunların çözümü için kaç sendika temsilcisinin talep ve önerilerini görebiliyorsunuz.
Bazıları toplu sözleşme zamanı laf olsun diye tavır koyar gibi görülürler. Daha sonra işverenin verdiği hakka razı olurlar. Sözlerinin arkasında duramazlar.Dünyada emeğin,emekçinin haklarının gittikçe gasp edildiği ,çalışanların emeğinin karşılığını alamadığı bir dönemde işçilerin daha kararlılıkla haklarına sahip çıkmaları gerekir.
Bugün bakıyorsunuz, toplumun geniş kesimini oluşturan emekçilerin parlamentoda kaç temsilcisi var.?
Emekçiler oralarda seslerini doyuramadıkları sürece ülkemizde emek sömürüsü- devam eder.
Böyle ekonomik zorluklar altında kutlanacak olan İşçi ve Emek Bayramında emekçiler seslerini, taleplerini daha kararlı ve gür şekilde duyurmaları gerekir.
Bu duygularla tüm emekçilerin bayramını kutlarım.