Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk 1930 yılında çıktığı Trakya gezisi sırasında son durağı olarak 90 yıl önce 21 Aralıkta Kırklareli yolundan Edirne’ye geldi.
Bir haftaya yakın süre ile kentimizin misafiri oldu.
Atamızın bu Edirne’ye dördüncü gelişiydi.
Dört gün süre ile Edirne belediyesinde bugün kendine ayrılan odasında misafir kaldı.
Atamız Edirne’de kaldığı sürede bölge halkıyla iç içe oldu.Belediye Meclis salonunda yaptığı toplantıda önemli kararlar alındı.
Her anı Edirne halkı ile birlikteydi.Halka anılarını anlattı.Edirneliler gece gündüz Atasının yanından ayrılmadı.Bu ziyareti sırasında Selimiye camisi ziyaret etti.
Deprem nedeniyle zarar gören caminin kısa sürede onarımı için emir verdi. Camideki yazılar hakkında imamlara sorular yöneltti.Edirne’nin tüm sorunları ile ilgilendi. Edirne’de bir müze yapımında öncülük etti.
Bugün Edirne belediyesinin dış duvarındaki Atatürk’ün Edirne ziyareti sırasında çekilen resimlere baktığımızda onun Edirne halkı tarafından nasıl bağrına basılarak karşılandığını görürsünüz.
Atatürk Edirne’de gittiği yerlerde hiçbir korumaya gerek duymadan halkla iç içe oldu. Ondan başka toplumla kucaklaşan dünyada bir başka lider göremezsiniz.
Atatürk kendi bölge insanıyla kentimizde kaldığı süre zarfında çok mutlu olmuştu. Halkla birlikte eğlenip huzur buluyordu.
Trakya gezisi sırasında bozulan morali yerine gelmişti.
Eğer O günlerde Menemen’de Kubilay olayı olmasaydı belki bir süre daha Edirne’de kalmayı düşünüyordu.
Menemen’deki gerici ayaklanma Atatürk’ü çok üzdü.O üzüntü içinde Edirne’den ayrıldı. Daha sonraki yıllarda bir daha Edirne’ye gelme imkânı olmadı.
İşte böyle bir günün yıldönümünde Atatürk’ü bir kez daha saygı ve özlemle anıyoruz.Ruhu şad olsun.O her zaman,sonsuza dek kalbimizde yaşayacaktır.
Atatürk’ün Edirne ziyaretinde geceyi geçirdiği belediyedeki odası halkımız tarafından en çok ziyaret edilen yerlerin başında geliyor.
Özellikle öğrenciler öğretmenleriyle birlikte buraya gelip Atasına bağlılıklarını gösteriyor
-------------------------------
NEDEN İSİM YAZILMIYOR
Edirne merkez Talat Paşa asfaltı yanında, eski Kız Öğretmen Okulunun caddeye bakan duvarında Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanımın büstünü görürsünüz.
Daha önceki yıllarda kadın derneklerimiz tarafından çok yerinde bir kararla kızlarımızın eğitim ordusuna kazandırıldığı bir okulun yakınına Atamızın annesinin anıtı yapılmıştı.
Edirne’de kadınlarla ilgili program olduğu zaman Edirne kadın kuruluş temsilcileri törenlerinde buraya gelmeyi gelenek haline getirdiler.Bugüne kadar defalarca gündeme gelmesine rağmen Zübeyde Hanım büstünde adının yer aldığı bir yazı yok.
Bu tür eserlerin tamamında o eseri tanıtıcı yazılar vardır.Bunu “herkes Atatürk’ün annesini bilir yazmaya gerek duyulmadı” şeklinde geçiştirilemez.
Bu eserleri merak eden, bu alanda bilgi sahibi olmayan kimseler de var.
Burada, Zübeyde hanımın adı ve Atatürk’ün annesi olarak yazılmasına neden gerek duyulmuyor.Merek edip yoldan geçen birkaç kişiye sorun aralarında Atatürk’ün annesinin adını bilmeyenlerin olduğunu görürsünüz .Ben buna tanık oldum.
----------------------
ÖZLÜ SÖZ
Bir deli ile kırk alimi yendim.
Fakat kırk deli ile bir cahili yenemedim.
MEVLANA
------------------------
FIKRA
BİR DE TADINA BAKSAYDIN ŞUNUN
Bektaşi kırda dolaşırken çok yorulmuş .Dinlenmek için bir ağacın gölgesine oturmuş.
Gölgesindeki ağacın üzerinden düşen meyvelerinden birini ağzına atmış. Acı olduğu için ağzı kavrulmuş.
“hay Allah kahretsin çok acıymış” diye tükürmüş.
Biraz ötesinde bu durumu gören bir softa, Bektaşi’ye “ zındık “ diye bağırmış.
“O tükürdüğün zeytindir.”Allah kitabında onu çok över ”diye tepki göstermiş.
Bektaşi.
“Hey yaradanım Allah ”demiş.” Kitabına almadan önce bir de bunun tadına baksaydın ya”
