Acılar gelince, üst üste gelir denmiş. Ne yazık ki son günlerde bu sözü çağrıştıran olaylar yaşıyoruz.
İdlip’te sekiz canımızı yitirdik. Gencecik sekiz şehit… Bağrımıza yine ve bir kez daha taşlar düştü. Acılar ailelerin yüreğine inecek boyutlarda ne yazık ki… Ateş düştüğü yeri yakarmış. Ancak şehitler ülkemizin yüreğini de yakmakta.
Bir de vatanın dışında oluşması insanımızın iyice canını yakmakta. Ortadoğu yangını sınırlarımızı ve ülkemizi de tehdit eder boyutlarda…Olunca elbette bazı önlemler alınması gerekir. Bunları canımız acımadan yerine getirebilmek dileğimizdi. Ancak olmuyor işte, olamıyor. Keşke hiç can kaybımız olmadan, barış sağlanabilseydi.
Bu acılar yetmiyormuş gibi çığ terörü de yakamıza yapıştı. Van’da meydana gelen çığ 33 canımızı alarak bizi bir kez daha acılara boğdu. Yazık değil mi canlarımıza, yazık değil mi canından olan vatandaşlarımıza.Çığ altında kalanları kurtarmaya gelen ekiplerden oluşan görevlilerimiz de ne yazıkki bir başka çığ altında kalarak hayatlarını yitirmiş. Gel de yanma, gel de üzülme…
Üst üste gelen bu felaketler can yakmaz mı. İnsanımızı kederler içinde bırakmaz m?
“Acı üstüne acı”ya dayanmak kolay mı?
Aldığım iki gazetenin başlıklarına göz atıyorum:
“Beyaz Ölüm” (Korkusuz)
“Acı Üstüne Acı” (Cumhuriyet)
Bunlar yetmiyormuş gibi kısa bir süre sonra Sabiha Gökçe Havalimanında oluşan Uçak kazası. Ekranlardan yansıyan haberlere göre İzmir-İstanbul seferini yapan 177 yolcusu olan uçak hava limanına inerken yere çakılıp kayıyor. Bir yangınla baş başa kalarak üç parçaya bölünüyor. Bazı yolcular bu çatlaklardan kendini kurtarırken yangın da hemen söndürülüyor.
Büyük bir faciayı böylece atlattık derken sıkışan yaralılar hastanelere kaldırılıyor. Ve ne yazık ki ilerleyen saatlerde üç ölüm haberi anons ediliyor.
Şarkılar bile sanki böyle acılar için bestelenmiş:
“Her yer karanlık pür-nur o mevki…”
“Her günüm ıstırap, her günüm elem…”
“Bu ne acı bu ne keder…”
“Ağlasam da faydası yok…”
“Ayrılık yarı ölmekmiş…”
“Böyle mi esecekti, son günümde bu rüzgar…”
Bunlarla yetiniyorum.
Ya depremlere ne demeli. Daha dün gibi Elazığ depremi..Ve ne yazık ki orada da can kayıplarımız oldukça çok. Ancak 45 kişinin enkazdan kurtarılması ise bizi avutsa bile acılar tükenmiyor. Çünkü can Kayıları başka olaylara benzemez. Acıların en acısıdır, kolay kolay silinmez.
Yani 2020 iyi başlamadı ülkemiz için… Yine kısa bir süre önce İdlip’te 8 şehidimiz olduğunu da anımsamakta yarar var. Bunlar unutulacak, kulak ardı edilecek olaylar değil. Yürekleri yaralayan ve silinmeyen, silinemeyen kayıplar… Çin virüsünü de unutmamak gerek. Gerekli önlemler zamanında alınırsa can kayıpları da olmaz, kanısındayım. Domuzun gribi de kovalansa ne denli iyi olur.
Umarım bu ve benzer olaylar bundan sonra sürmez…
Ülkemizin bir kez daha başı sağ olsun
