Bir yanda açıldıkça açılan çiçekler; Öte yanda kapandıkça kapananlar…

Bir başka yanda bitmeyen acılar, olaylar..

Daha çok var ama şimdilik bunlar yeter.

Yani nereye baksan kirlilik, görüntü kirliliği…

Çokları hava, ve ilgiyi çekme hesabında. Bunu yaparken bazıları gülünç duruma düştüklerinin ayırdında bile değil. Hepsi birer ucuzundan akşam pidesi gibi.

Erkek milletinden sarkan görüntüler de bir başka ekran.

Öncelikle içini görmeli insan, içi nasıl ona bakmalı, en azından görmeye çalışmalı. Çünkü insanın dışı kadar içi de tertemiz olmalı. Böylece kişilik bütünlüğü oluşturmalı, kanımca.

Çifut çarşısı bir mekansa eğer insanın içi; ne yaparsan yap, geçici olacaktır. İlk bakışta kandırabilirsin belki ama zaman eninde sonunda olanı biteni ortaya dökecektir. Çünkü zaman hiçbir şeyi affetmez, ne denli saklarsan sakla, ne denli cilalarsan cilala…

Hele gençlik, hele gençlik!.. Başlı başına bir güzelliktir. Bu güzelliği abartarak çirkinleştirmek, bunu görmeliler.

Aşırılıklar ve yapaylıklar bir süre sonra cilâlı Taş devrinde olduğu gibi sapır sapır dökülecektir. Ve kel ortaya dökülecek, en azından sırıtacaktır.

Tak takıştır, sür sürüştür, en kalabalık yerlerde gez, dolaş vitrin ol. Kafa buysa nato kafadır o kafa.

Bu yaşamda birbirini çeken eksi artı kutuplardan oluştuğunun bilincine varma zamanı çoktan gelip geçiyor. Yaradılışın doğasında var bu gerçek. Fizik kanunlarında bile bu böyledir.

Aç yok mu? Çook.

Abaza yok mu? Çook.

Sapık yok mu? Olmaz olur mu?

Cinsel açlık genellikle sınır tanımayan boyutlarda. Belki de bu yüzden karşı cins saldırganlığı, cinayetler.. Tümü de güçlüye yakışmayan tavırlar. Güçlülüğü ve erkekliği bir kenara koysak da insan olmanın en pislik ayıbı.

Yüzde doksan dokuzu Müslüman olduğu söylenen bu ülkede “Allah’ın verdiği canı Allah alır” söylemine neden itibar etmez bu insanlar, anlamak zor.

Safsatalara inanmak, bunların peşinden koşmak, medet ummak aklı olan insanoğluna yakışır mı? Yalnız inananlar değil inanmayanlar bile aklın yolundan ayrılamaz, ayrılmamalı.

Şeytanmış, periymiş, cinmiş… gibi soyut kavramları garip ve akıl dışı biçimlerde somutlaştırıp, özellikle çocukların gönlüne korkular yerleştirmek, asla doğru olamaz. Boyun eğen, insan yerine özgür ve bağımsız bir kuşak, dejenere olmadan yetiştirmek. Bizim kuşağın görevi bu olmalıdır. Şeytan, cin , peri… dört ayaklı olmasın sakın!

Tüm inançlar eşitlik, özgürlük hoşgörü temelleri üzerine kondurulmuştur. Sevgi-saygı, İyi ve güzel insan… temellerin başka bir özüdür.

İnanç sömürüsü bütün günahların toplamı olabilir mi?

Ortadoğu kazanı yıllardır kaynamakta; kaynatılmakta. Ve o bölgede inanmışlar birbirlerini öldürmekte… Eee!.. nerde kaldı din kardeşliği?

İnsanca duygulara ne oldu?

Cehennemde mi yaşıyoruz, yoksa şu yalancı mavi portakalda mı?

Açılarak, kapanarak bir yerlere varılsaydı! Ne kolay olurdu her şey değil mi?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.