Bugün 27 Mayıs askeri darbesinin 61. Yıldönümü. Yaşı 70 üzerinde olan vatandaşlarımız o acı günleri çok iyi hatırlar.
O gün de tıpkı diğer askeri darbelerde olduğu gibi bazı çevreler daha ziyade ülkenin barış ortamında kalkınmasına karşı olan dış güçler ve onun piyonu olup destek verenler o acı günleri yaşamamıza adeta zemin hazırladı.
Aslında o dönemde ülkemiz tek partiden çok partiye geçmede dünyada örnek oluşturacak bir halkı iradesi ile geçişi sağlanmıştı.
Halk tek parti yönetiminden çok partiye geçilmesinden çok mutlu olmuştu.
Yapılan seçimde halkın güvenini kazanan Demokrat Parti ülkede birçok yenilik yapmış, çok partili olmanın güzelliklerini sergilediği için daha sonra yapılan seçimde de bu güveni tazelemişti.
Bu arada daha önceki yıllarda ülkemizi felakete sürükleyen 1. Dünya Savaşı’ndan ders alınarak dünyada on milyonlarca insanın ölümüne neden olan 2. Dünya savaşına katılmayıp ülkemizin bu beladan kurtulması sağlanmıştı.Bu imkanı sağlayanları da kutlamak gerekir
Tüm Avrupa ülkelerinin zarar gördüğü yıkıma uğradığı bir dönemde bu azımsanacak bir başarı değildi.
----------------------------
SAVAŞTAN ZARAR GÖREN ÜLKELERE YARDIM ETTİK
Savaşların acısını çeken ülkemiz için bu çok yaralı olmuştu.Barış ortamında ülkemiz az da olsa demokrasi ile kalkınmasını sürdürüyor kısıtlı imkanlarla da olsa savaştan zarar gören ülkelere yardıma koşuyordu.
Savaş sonrası oluşan iki kutuplu dünya ilkemizi de etkiledi.
Bunun emareleri ülkemizde de görülmeye başlandı .NATO adı altında bir araya gelen Avrupa ülkelerinin uzak doğudaki çıkarlarına destek veren savaşa biz de katılmak zorumda kaldık Bu uğurda yapılan savaşta yüzlerce evladını kaybeden ülkemiz yöneticilerinin bu tavrı bizi bloklaşan dünya ülkeleri arsından bir bloğun yanında yer almamıza zemin hazırladı.
Taraf ülke olmamıza neden oldu.
-------------------
AMERİKAN AŞKI YAYGINLAŞTI
Ülkemiz çevresinde oluşan tehlikeler sonucu Amerika sevdalısı ülkede tutku haline geldik.O dönemde Amerika’nın savaş artığı yiyecek ve diğer ürünlerle doldu.O günlerin barış ortamını çağrıştıran şarkılar türküler bestelendi.
Zamanla ülkemside filizlenen demokratik ortamdan yaralanmak isteyenler, ülke içinde kaos ortamının gelişmesine zemin hazırladı.Ülkemiz içinde halkın kutuplaşmasına neden olan Vatan Cephesi ve karşıtlar adı altında halk arasına nifak sokuldu.
1950 yıllarını son dönemini hatırlayanlar bilirler.
Zamanın tek haberleşme aracı olan pilli radyolardan her akşam halkımız Vatan Cephesine iltihaklar haberlerini dinliyordu.
Bu kutuplaşma daha sonra ülke geneline yayıldı.İyice kutuplaşan halk birbirinin kahvesine gidemez duruma geldi.
Zamanın iktidar partisi iktidara geldiği ilk yıllarının başarısın gösteremez duruma geldi.İktidar cazibesine kapıldı.
Bunu fırsat bilen iç ve dış şer güçleri için adeta darbe yapma ortamı hazırlandı.
Bunu sonunda ülkemizde ilk askeri darbe gerçekleşti ve sonunda yöneticilerin idamına yol açan kararların uygulanması ülkemizde kutuplaşmanın kalıcı hale gelmesine zemin hazırladı.
Halk “senden benden” bloklaşması etrafında birikerek bu kutuplaşmaya çanak tuttu.
Bu darbenin sonuçlarından gerekli dersi çıkarmadığımız için daha sonraki hükümetler de ülkemizde bu kutuplaşmanın ve darbelerin önüne geçemedi.
Ülkemiz bugüne kadar defalarca demokrasinin askıya alındığı darbelere maruz kaldı.
Bu darbeler bugün dahi bazı çevrelerce siyasi malzeme olarak kullanılmak isteniyor.
27 Mayısın acı günleri sonrası kısmen sağlanan barış ortamında oluşturulan anayasa ile ülkemizde barışın yeniden tesisi için çaba harcanmak istendi.
Bununla bugün dahi yararlandığımız demokratik haklar elde edildi.
Onlardan da yeterince faydalanamadık.
Bunu halkımıza çok gören militarist güçler “Bu elbise halka bol geliyor” diye bu hakları tekrar geri aldı.
Demokrat Partinin devam eden 10 yıllık iktidarını böyle darbe ile son bulması ülkemizde halkın kutuplaşmasını kalıcı hale getirdi.
Ülkemiz yöneticileri ne acıdır ki birçok kez emperyalist güçlerin oyununa geldi.
Daha sonraki yıllarda da siyasi partiler bu darbelerden gerekli dersi almayı beceremedi.
Ülkemizde bu çalkantılı dönem ve halk arasında kutuplaşma günümüze kadar devam etti.
Askeri darbeler halkın söz sahibi olduğu demokrasi ile idare edilen ülkelerde onaylanacak bir idare şekli değildir.
Bu hangi amaç etrafında yapılırsa yapılsın sonunda bunun zararı her zaman halka çıkar.
Böyle ortamların hazırlanmasına çanak tutan, onu destekleyenlere halkımız hiçbir zaman itibar etmemelidir.
Bu arada ülke yönetiminde olanlar da gerektiğinde yönetimde konsensüs sağlamayı bilmeli ve “ben ne istersem yaparım” anlayışından kurtulmalıdır.
Şunu aklıdan çıkarmamak gerekir ki halkımız demokrasiyi iyice özümsemiştir .
Ülke yönetimini başka yöne çekmek isteyenlere halkımız itibar etmemiştir.
Siyasi partilerimiz de bandan gerekli dersi çıkarmalı.27 Mayıs askeri darbesi ve bunu sonunda gelen darbeler herkese ders olmalıdır.
Temennimiz odur ki ülkemiz bir daha askeri darbelere maruz kalmasın.
Bunu sağlamada en önemli görev ülke yönetiminde söz sahibi olanlara ve onları denetleme görevi olan halkımıza düşmektedir.
