Her ülkenin farklı veciz sözleri vardır. Bu sözler uzun yıllar halk arasında kullanılır manalarıyla toplumun yapısına yansıtır. Aşağıda örneklerini sunacağım  veciz sözler de  bu anlayışı yansıtmaktadır.

*Bal tutan parmağını yalar.

*Devlet malı deniz yemeyen keriz.

*Yemeyenin malını yerler

*At binenin kılıç kuşananındır.

*Kol kırılır yen içinde kalır.

-Söz gümüşse sukut altındır.

-Komşuda  pişer bize de düşer.

-Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.

-Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

-Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.

-Üzümünü ye bağını sorma.

-Köprüden geçene kadar ayıya dayı de.

İnsanlar atasözlerini söylerken ya öğüt vermek, ya düşüncelerini süslemek  ya da bir işle ilgili tecrübelerini pekiştirmek amacıyla kullanırlar.

Özet olarak ifade etmek gerekirse halkın ortak kullanımı olan atasözleri bir gerçeği veya bir gözlemi yansıtırlar.Atasözleri geniş halk kitlelerinin uzun yıllar geçirdikleri deneyimlerden ve buna dayalı düşüncelerde oluşmaktadır.

Bu örnekleri daha da çoğaltabilişsiz.yukarda saydığım özdeyişler bir anlamda kendi çıkarımızı ön planda tuttuğumuz ,onun dışında toplumu ilgilendiren konuları dikkate almadığımız ”Rabbena hep bana” anlayışımızın ağır bastığı anlayışını toplumda etkili olduğunu göstermez mi?

Bazı atasözlerini tarihsel geçmiş vardır.Örneğin “ Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu” atasözünün geçmişi   Anadolu’da Karamanoğullarına dayanır. Karamanoğlu 2.Mehmet bey diğer karamanoğuları gibi Osmanlılarla hiç geçinemezmiş.

Fatih Sultan Mehmet’in damadı olan  2. Mehmet bu isyanı bastırmış. Osmanlılarla iyi geçineceği sözü vermiş.Bunun bir kanıtı olarak da karaman cinsi koyunlardan en güzelini Osmanlı padişahına hediye etmiş.Bu hediyeyi verirken de ”Bu can bende olduğu sürece Osmanlılarla kavga etmeyeceğim” sözünü vermiş. Bir süre sonra koyunu öldüğünü duyan  Karamanoğlu 2. Mehmet Osmanlılara verdiği sözün son bulduğunu belirterek Osmanlı devletine yeniden isyana başlamış.

Bu çıkar amaçlı atasözlerin dışında kuşkusuz “Bir elin nesi iki elin ses var, ,birlikten kuvvet doğar” ve benzeri birliği savunan  sözler olsa da toplumda hakim olan veciz sözler genellikle kişisel çıkarı savunan atasözlerimizdir. Toplumun genel yapısına bakıldığında bunu çarpıcı örneklerini görürüz.

Bu da toplumun sosyal yapısında önemli bir göstergedir.    

---------------------

 FIKRA

SEN DE HAKLISIN

Hocanın komşularından ikisi birbiriyle küsmüş. Hoca karısı ile evde oturduğu sırada küs olan komşularından biri gelmiş.

Küs olduğu adam hakkında  bir sürü söz söylemiş.Yaptıklarını bir bir sayıp dökmüş.

Sözleri son bulunca hocaya dönmüş:

“ Haklı değil miyim hoca efendi ”demiş.

Hoca .

“Haklısın  komşum ,çok haklısın” .Demiş.

Daha sonra da küs olan öteki komşusu gelmiş.

  Başlamış küs olduğu öteki komşusu hakkına atıp tutmaya.

O da hocaya dönmüş:

“Haklı değil miyim hoca” demiş

 Hoca:

“Haklısın komşum haklısın” demiş.

Hocanın bu davranışına çok sinirlenen karısı:

-“ Bu nasıl iş hoca ikisine de haklısın diyorsun.İkisi de haklı olamaz ki.bu sözlerini doğru bulmadım.”

Hoca gayet sakin:

-“Eh sen de haklısın hanım” demiş.

----------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

İLK HAZİNE DAİRESİ’Nİ FATİH SULTAN MEHMET KURDU

Tarihimizde ilk hazine dairesini kuran padişah Fatih Sultan Mehmet’ti.

Hazine dairesi oluşturanların başına “ hazinedar başı” denilirdi.Rütbeleri sancakbeyine  eşitti, yani bir çeşit tümgeneraldiler.

Ayrıca sarayda iki bine yakın işçinin çalıştığı çeşitli yapımevlerine de denetlemekle yükümlüydüler.Hazinedar başının yanında beş yüksek rütbeli subay bulunurdu.Hazine dairesinin en önemli görevi, dört büyük salonu kaplayan Enderun hazinesini korumaktı. Hazine dairesinde milyonlarca parça değerli mücevher, sandıklar dolusu  altın gümüş paralar,kürkler,halılar,kumaşlar,tarihi değeri çok büyük çeşitli armağanlar,kitaplar savaş sonunda elde edilen yüksek değerdeki mallar titizlikle saklanırdı.Saray görevinden ayrılan hazinedar başı,Beylerbeyi olurdu.Her padişahın en az bir kat elbisesinin hazinede saklanması gelenek haline gelmişti.

   

.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.