Kapıkule’de kurulan Çadır AVM, Edirne’nin gündemini meşgul etmeyi sürdürüyor.
Toplumun her kesiminden kişilerce bu çadır hakkında söylenenleri yerinde görmek için, Pazar günü Kapıkule’ye gittim.
Gerçekten söylendiği gibi çok geniş bir alana kurulmuş devasa bir çadır olmuş. Ortasında hiç direği yok. Çelik kemerler üzerine oturtulmuş, kocaman bir çadır. Önünden geçerken henüz üç dükkanın faaliyette olduğunu gördüm. Bu dükkanların birisinde pişmaniye, ikincisinde sucuk ve üçüncüsünde şalgam suyu ve türevleri satılıyordu.
Çadırın cümle kapısından girdiğimizde; bize hiç “Hoş geldiniz” diyen olmadığı gibi bizim de tanıdığımız bir yüze rastlayamadık.
Nasıl Edirne’li esnaftı bunlar? Ne ben onları ne de onlar Edirne esnafının çok iyi tanıdığı Beyazıt Hoca’yı fark edememişlerdi.
Kocaman çadırın dörtte üçü daha ziyade giyecek eşyaları satan reyonlardan oluşmuştu. Kocaman çadırın henüz dörtte biri boş durmaktaydı.
Reyonlarda teşhir edilen mallar ise benim anlayabildiğim kadarı ile; sıradan ürünler idi ve daha çok giyim eşyalarıydı.
On dakika kadar süren çadır içi ziyaretimizden sonra çadırın çevresini de şöyle bir kolaçan ettik. Çadırın batı tarafında ahşaptan yapılmış küçük küçük dükkanlar sıralanmaktaydı. Ortaya ise çay ve meşrubat satan bir dükkan oturtulmuştu.
Benim Kapıkule’deki bu çadır ziyaretimden çıkardığım sonuç şudur:
Bu çadır, bir aylık değil evladiyeliktir. Yani uzun vadeli bir yatırımdır. Bu yatırım çok öncelerinden planlanmış ve uzun vadeye yayılacak şekilde kurgulanmıştır. Burada resmen, kalıcı olarak bir alışveriş merkezi dizayn edilmiştir.
Bu uzun vadeli AVM çadırından Edirne’lilerin kazanacağı bir şey yoktur.
Bu Çadır AVM sayesinde Bulgar turistlerin Edirne’ye akışı ister istemez yavaşlayacaktır. Aynı şekilde Almancı gurbetçilerimizin de Edirne alışverişleri bir şekilde buraya kayacaktır.
Şimdi Edirne’liler en çok şunu merak ediyor; Başkan Recep Gürkan sözünü tutacak mı ? Yani “Bir tek Edirne’li olmayan esnaf dahi olsa izni iptal ederim” demişti.
Bekleyelim görelim.
