Kirazın albenisi S.O.S vermeye başladı bu yılda.Sergilerde, pazarlarda hepsi bir arada. Zerdali, vişne, dut, erik, kavun-karpuz, şeftali, üzüm… aynı tabakta. Sanki, bizden örnek alın diyorlarmış gibi bir duruşta.

Önceki yıllarda doğa da bir sıralama olurdu. Meyveler ve sebzeler sıralı olarak sunulurdu. Şimdilerde her an,her meyve ve sebze … aynı anda sofrada. Kavga ettiklerine de hiç tanık olmadım. Hangisine öncelik vereceğini şaşırıyor insan.

Bir süre önceleri oturduğumuz bu kooperatif evlerine taşındığımızda Hemen hemen bir ağaç bile yoktu.. çevre tarlalık ve sebzelikti.

Başka yerlere de ruhsat çıkmaya başlayınca beton ormanları oraları da dolduruverdi. Ne tarla kaldı, ne arsa, ne yeşil alan. Dere yatakları bile betonlaşmanın arifesinde. Bir çok yer de bu işlem de tamamlandı. Hem de doğal afetlere karşı hiçbir önlem alınmadan, bu çarpık yapılaşma sürüp gitmekte.

 “Artık “Edirne’nin ardı da bağlar…” diye başlayan bu güzel türkü bile çoktan sesini kesti.

“Meriç,doldur, doldur iç…” Söylemi de harman yerini terk etti. Kim bilir nerelerde, Arayan soran da yok artık. Üç güzelimiz de artık mavi ve duru değil. İlerde Ergene ile kucaklaşsa bile,gri-kara arası bir renge bürünür bu buluşma. Ve ergene derki ki, “ benimkiler senden kara”.. Saros yine de onları tüm kirliliklerine rağmen onları bünyesinde barındırabiliyor.

GALA Gölümüz de beni görün be insanlar diyor sanki.Çevresini saran çeltik tarlaları ve sivrisinek üretmekte. Oysa ürünleriyle zengin ve ilginç bir gölümüz.. Saros kıyılarında yaşayan yazlıkçıların neler çektiklerini ben yaşadım ve biliyorum. 48 saat elektiriklerin kesildiğine yaşadık kaç kez… Hele bir yağmur yağmasın.Minik bir hortumu bile ilk kez oralarda görmüştüm. Yani yazlıkçılarla sivrisineklerin savaşı başlamıştır çoktan.

Ne oldu bu güzelliklere, bu doğa nimetlerine? Tüm Trakya ovalarını besleyerek Enez’de denize dökülen Ergene’nin sorunları yıllardır neden çözümlenemiyor? Kime, kimlere yöneltsem bilmiyorum ki? Duyan duymayana söylese belki daha gerçekçi olurdu.

Bakın yıllar önce şiirlere de konu olan ERGENE nasılmış:

ERGENE’YE ÖZLEM

I.

Yurdumda doğar yurdumda akar

Kenarları yeşil sazlı Ergene’m

Ordan sanki bana özlemle bakar

Gamsız, dertsiz, güleryüzlü Ergene’m

Onunla baş başa zümrüt çayırlar

Karşıdan gülümser güzel bayırlar

Bütün mevsimlerde bir güzellik var

Kışlı, baharlı ve yazlı Ergene’m

Bazen bilmem neden o da pek coşar

Sağına soluna bakmadan taşar

Görseniz Meriç’e nasıl da koşar

Sevinçli, neşeli, nazlı Ergene’m

II.

Üstüne eğilmiş söğüt dalları

Kıyısını süslemiş yaban gülleri

Ne istemiş senden sabah yelleri?

Biraz da bana koş hızlı Ergene’m.

Çağla’da burada duylsun sesin

Bütün evren susup seni dinlesin

Sevginle bu gönül yine inlesin

Sırlarım hep sende gizli Ergene’m.

Kalbim özleminle yandı Ergene’m

Sana kavuşacak sandı Ergene’m

Gönül yine seni andı Ergene’m.

Biricik sevdiğim nazlı Ergene’m

ETEM ÜTÜK

  • (Kırklareli Şiirleri yapıtından)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.