TV’de Yeni bir yarışma: KİM GİTSİN?...
Bir süre önce ekranlarda idi. Bir süredir yok. Her bölümde katılanlardan(5 kişi) Biri en çok puan alan tarafından gitsin kime diyorsa o gidiyor.
Sonunda beş kişiden iki kalmakta. Onlarda kendi aralarında yarışıyor. Çok puan alan kasada birikmiş parayı alıyor. Ve ertesi gün de aynı yarışmaya katılma hakkına sahip oluyor.
Edirne bilindiği gibi uzun süredir martı kent oldu. En yüksek binaların çatı katlarında barınıyorlar. Sabah erkenden derelere yönlenip akşam karanlığı olmadan evlerine dönüyorlar. Bazen tek tek uçsalar da genellikle kümeler halinde gidip gelmekteler.
Genelde “Edirne’nin ardı da bağlar” diye söylediğimiz türkünün oralara doğru yuvalanmaktalar. Çünkü en yüksek binalar oralara yapılmaktır. Yani artık o bölgede bağ falan yok.
Ben daha çok belgesel kanallarını izliyorum. Hayvanlar, kuşlar, balıklar, ormanlar, gidip göremediğimiz yerler değişik yaşantılar, örf ve adetler Hepsi belgeselde desem doğru olur mu doğrusu bilemem.
“İşte hancı ben her zaman böyleyim,
Öteyi ne sen sor neden söyleyeyim…” Bilindiği gibi uzunca bir şiir:
Ünlenmiş şairimizden iki dize aktardım. “ “Han Duvarları”
“Uzun yıllar ötesinden hatırını sorayım mı?
Sana gönül bahçesinden bir demet gül vereyim mi…?
Bu çok güzel ve duygu yüklü bir şarkıdan iki dize. Türk sanat müziği şarkısı.
Hangi dalda olursa olsun toplumları inceltir ve güzelleştirir.
“Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” M.Kemal ATATÜRK’ün bu deyişi de o yöndedir.
Şu anda belgesel kanala bir bakayım dedim. Bu kanalda moda olan yemek programı, işinde. Önceleri böyle programlara hiç rastlamazdım… Yeni başlamış demek ki. Biraz bakayım dedim. Bir tepsi kadayıf yaptılar, şerbetini döktüler. Orada işe karışan bir bayan tepsinin en ortasındaki dilimi kesti, tabağına alarak yemeye başladı. Kapattım.
Türkülerimize gelince birinde kaydır ıkupppak lafı geçiyor. İlginç ama anlamı var mı? Bilmiyorum. Bir çok türkümüz dikkatimi çekti. “Evlerinin önü…” diye başlar…
Sanat sanat için midir? Sanat toplum için midir? Çok tartışılmıştı ama çoktan unutuldu.
Bana göre ikisinin de önemi ve yeri var…
BAHAR DALLARINA KURŞUN
SIKMAYIN
Bahar dallarına kurşun sıkmayın
Kargalar çoktan uçup gitti
Görünmeyen göklere bulutlara
Bahar dallarına kurşun sıkmayın
Yazık olur günahsız tohumlara
Bahar dalları çiçek çiçek
Baldıranlar zehirli, taşlı tarlada
Bilirsiniz yakın uzaklarda
Bahar dallarına kurşun sıktılar
Çiçekler yere serildi
Tomurlar ve umutlar da.
N.Tezcan
