Bir önceki yılda olduğu gibi halkımızın büyük kesimi  özellikle yaşlılarımız baharın bu güzel günlerini  evlerinin dört duvarı arasında mahsur kalarak geçiriyor.Yaşamımızdaki bu kısıtlı zamanlarında Allah’ın bizlere bahşettiği en güzel günleri böyle   dar ortamda geçirmek işkenceden farksız..Yaşlı insanlarımızın birçoğu gelecek yıl böyle güzel günleri göremeyecek.Böyle  doğanın tüm güzelliklerinin sergilendiği günlerde kırlara çıkıp tabiatın güzellikleri ile baş başa kalmanın özlemini yaşıyoruz.Bu güzelliklerin kıymetini  şimdi daha iyi anlıyoruz.Bu hastalık bir güzel yılımızı çaldı. İkinci yılımızı da çalacağa benziyor.Bu tahribatı önlemek için hepimize görev düşüyor.”Bana hastalık gelmez” diye düşünlerin  de can verdiği bir dönemden geçiyoruz. Savaşlarda kaybedilen insanlarımızdan daha çok canımızı yitirdik.”Ateş düştüğü yeri yakar” sözü  maalesef doğrudur.Bazıları bu illet nedeniyle ölen insanlarımızın acılarını hissetmeyebilir.Her gün  üç yüzü aşkın canın gitmesi işin vahametini gösteriyor.

Bu sorunu daha çok ciddiye almak zorundayız.

Bunu dikkate almayanlar bir gün yakınlarını kaybedip,onların cenazelerinde dahi bulunamama  ile yüz yüze kaldıkları, son görevlerini dahi yerine getirememe ile  karşılaştıkları  zaman bu sağlık sorununun ne denli önemli olduğunu, bu konuda dikkatli davranmak gerektiğini daha iyi anlayacaklardır.

O nedenle  kendi hayatımızın yanında başkalarının hayatını da dikkate alarak  kurallara uymalıyız.

---------------

KOCASİNAN MAHALLESİ GÜZEL BİR PARKA KAVUŞUYOR

Park konusunda sıkıntı yaşayan Kocasinan Mahallesi Edirne belediyesini girişimi ile güzel bir parka kavuşacak.Bu konuda çalışmalar devam ediyor.

Genellikle yaşlı nüfusun barındığı bu mahalle halkı park çalışmasını ilgi ile izliyor.Parkın yapılması ile aileler çocukları ile birlikte  dinlenebileceği.çocuklarının oyun alanı da olan bir parka kavuşmuş olacaklar. Halkımız bu kısıtlı yaşamlarında, böyle içlerini ferahlatacak yerleri  özledi. Bir an önce park çalışmasının tamamlanmasını bekliyor.Alanda düzenleme yapan  belediye çalışanlarına  halk merak ederek “ Parkımız ne zaman bitecek “ diye sormadan edemiyor.

-------------------

ÖZLEM DUYMAMAK ELDE DEĞİL

Bir ulusal TV kanalında her hafta sonu iki gün  bir ilimizin veya ilçemizin tüm boyutları ile tanıtımı yapılıyor. Halk TV’de yayınlanan bu program ilgi ile izleniyor.Böylece o illere gidip görme imkanı olmayan halkımız oralarını tanıma imkanı buluyor.Programda il ve ilçeler folklorundan tarihi konumuna doğal güzelliklerine varıncaya kadar yetkililerce tanıtılıyor.

Biz Edirneliler olarak ne yazık ki, ilimizi ve ilçelerimizi yeterince tanıtamıyoruz Yapılan tanıtımlar çoğu zaman il merkezi  düzeyinde kalıyor.Bizim ilçelerimizin de sayısız güzellikleri ve tanıtılması gereken değerleri var.Ne yazık ki bu güzelliklerimizi halkımıza yeterince tanıtma çabamız olmuyor.Türkler Trakya’ya geçtiğinde ilk yerleşim yeri olarak kurulan Uzunköprü  ve dünyanın en uzun taş köprüsü böyle programlarla tanıtılamaz mı.Diğer ilçelerimizin de ayrı güzellikleri,folkloru ve müziği,yemekleri var.İmparatorluğa bir asra yakın başkentlik yapan bir kent ve ilçelerinin diğer bölgelerdeki insanlarımıza  tanıtılması, Edirne güzelliklerinin yurdun dört bir yanına yayılması gerekmez mi? Başka illere gittiğinizde Edirne ilinin ilçelerini öğrenmek istediğinizde sayamayan insanların olması bizim suçumuz olmuyor mu.? Tarih ve kültür hazinesi olan ilimizin daha çok tanıtımı için çaba harcamalıyız.Sadece belli değerler ile Edirne tanıtımı yeterli olmuyor.Televizyonda yayınlanan, yurdumuzu tanıtan  bu tür programların ilimiz  ve ilçelerimiz için de yapılması gerekmez mi?Bu konuda mahalli idareler başta olmak üzere, tüm kuruluşlarımıza görev düşüyor. Kabuğumuza çekilip ,tanıtım alanında çaba harcamadan bir yere varamayız.

Bir süredir az sayıda esnafın çabası ile tava ciğeri tanıtımı yapıldı .İlimizde sayıları her gün artan ciğerci bu imkandan yararlanıyor.

Her kuruluşumuz Edirne’yi tanıtımda elimizi taşın altına koymalıyız.Odalarımız ve mahalli yönetimler resami görevlilerimiz bu alanda öncülük etmeli.

-----------

ALYANSI NEDEN DÖRDÜNCÜ PARMAĞA TAKARIZ

Evlendiğimiz zaman neden yüzüğümüzü dördüncü parmağımıza takarız?

Baş parmağımız anne babayı…

İşaret parmağı kardeşleri…

 Orta parmak kendimizi..dördüncü parmak eşimizi…

Küçük parmağımız ise çocuklarımızı simgeler.

Şimdi orta parmaklarımızı sırt sırta vererek diğer parmakların uçlarını birleştirelim.Anne babanızın simgesi baş parmak birbirinden ayrılıyor.

Çünkü onlardan ayrılacaksınız.Kardeşlerinizden de ayrı kalacaksınız.Sırt sırta olan orta parmak sizsiniz,kendinizde zaten ayrılamazsınız..

Çocuklarınız da bir gün sizden ayrılacaklar.O yüzden küçük parmak da ayrılıyor. Ayrılmayan tek parmak evlenirken yüzük taktığınız dördüncü parmaktır.

 

  

  

   

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.