Bakıyoruz meslek kurum temsilcilerimiz ara bir mahalli gazetelerde sorunlarını dile getiriyor.
Bu yakınmalar,şikayetler gazete manşetlerinde haber olarak yer alıyor.
Peki sonuç:
Değişen bir şey olmuyor. Şikayetler, sadece orada kalıyor.
Bunlar biriken sorunlarının takipçisi olmada kararlılık gösterip, bunları üst makamlarına iletmede çaba gösteriyorlar mı?
Öyle ses getirecek bir gayretleri olmuyor.
Bakkallar ve Tekel Bayileri esnaflarımızın ekonomik sıkıntıları en çok olan küçük esnaflarımız olduğu biliniyor.
Bugüne kadar bu işi yapan esnaflarımızın bir bölümü geçimini sağlayamadığı için işyerini kapatmak zorunda kaldı.
Oda Başkanı Süleyman Yaşagör gazetelere verdiği demeçte kentin dört bir yanına yayılan marketlerden yakınıyor.
Bugüne kadar söylediklerini bir kez daha tekrarlıyor.
Marketlerdeki ürünlerin üzerinde bulunan sonu “99”la biten fiyatlardan yakınıyor.
Kendisine “Günaydın” demek lazım.
Bu uygulama uzun süredir devam ediyor.
Ben bu köşemde sorunu defalarca yazdım.Satılan ürünlerde belirlenen fiyatlarda halkın gözünü boyamak için yazılan rakamların küsurunu , kuruşunu almak kimsenin aklına gelmiyor.
Onların binlerce alışverişle birikmesi o markete haksız kazanç olarak kalıyor.
Oda Başkanı Yaşagör’e sormak gerek:
Bu konu,odalarının Ankara’da uzun yıllardır saltanatını süren,koltuklarını ve ballı maaşlarını bırakmak istemeyen üst yöneticileriniz bu alanda ne yaptılar diye sormak gerek.
Sesi soluğu çıkmayan, sadece koltuğunu düşünen bu üst yöneticileriniz olduğu sürece sizler böyle laf olsan diye verdiğiniz demeçlerle esnafların sorunlarına çözüm bulamazsınız.
Gerçekten bakkalların sorunları dayanılmaz boyuta ulaştı.
Geçinemiyorlar, yaşam koşulları her geçen gün zorlaşıyor.Sattıkları ürünlere he zaman kısıtlamalar getiriliyor.Bunun ceremesini esnaflarımız çekiyor.
Demokratik ülkelerde haklar nasıl elde ediliyor.?
Bir inceleyin bakalım.Hiç olmazsa onların benzerini ve tüm esnafları kapsayacak şekilde demokratik kurallar çerçevesinde dile getirin.
Yıllardır beklediğiniz “Perakendecilik Yasası” ne oldu?
Büyük marketlerin mantar gibi çoğalması, küçük esnaflarımızın kepenklerini kapanmasına neden oldu.
Bu alanda küçük esnaflarımızın yararı için meslek kurum temsilcileri ve siyasilerimiz gereken gayreti göstermiyor.
Büyük marketler kasalarına koydukları küsurlu paraların yanında bağlı bulundukları başka illerdeki vergi daireleri ile Edirnelilerin ödedikleri vergileri,artı değerleri o illere aktarıyor.
Halka hizmet olarak dönmesi gereken vergiler Edirne yerine o illere gidiyor.
Esnafların sorunları böyle laf olsun diye verilen demeçlerle çözülmez.
Bu meseleyi üst kurumlarının sahiplenmeleri ,bu alanda gayret göstermeleri gerekir.
Bu yapılmadığı ,üst yönetimlerinin esnafların sorunlarını sahiplenmek yerine koltuklarını, kıyak maaşlarını düşündükleri sürece küçük esnaf yöneticilerimiz sadece bu tür yakınmalarla yetinmek zorunda kalır:
Onlar da ses getirmez.
-------------------
SADECE KÜÇÜK ESNAFLAR DEĞİL
Bakkallar ve Tekel Bayileri yanında diğer meslek kurumlarımız temsilcilerinin de durumu farklı değil.Süt Birliği, zirai kurum temsilcilerimizin durumu da aynı. Hayvancılıkta artan girdi fiyatları ile süt üreticileri ineklerini kasaplık olarak satmak zorunda kalıyor.Onların da üst yönetimleri rehavet içinde sesleri solukları çıkmıyor.
Bunun zahmetini yine dar gelirli vatandaşlarımız çekiyor.
İnsanlarımız et yeme bir yana bundan sonra süt ,yoğurt ve yumurtadan da mahrum kalacak.
Meslek kurum temsilcilerimiz hiçbir zaman hakların böyle cılız tekliflerle verilmediğini,bu konuda daha ses getirici gayret gösterilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim.