Belediye başkanı seçimi tartışmaları yaşanırken aynı seçimle belirlenen belediye ve il genel meclisi seçimlerinin önemi göz ardı edilemez.
Buralarda görev alacakların genç,donanımlı mümkün olduğu kadar bu göreve demir atmış kimselerin dışında kadrolardan oluşmalı.
Defalarca seçilmesinin ardından yine aynı göreve talip olanlar artık bir kenara çekilip yerini yeni adaylara bırakmalı.
Bu görev bir bayrak yarışıdır.İki dönem görev yapıp tekrar aday olanlara bu seçide öncelik tanınmalı.İl Genel meclisi ve belediye meclisinde daha dinamik bilgi donanımlı şaibesi olmayan kişilerden oluşması o partinin başarısına katkı yapar.
Özellikle ,il genel meclisinde görev alanlar köyler dengeli hizmetin gelmesine,gerektiğinde üst yönetimden gelecek engellere tavır alabilecek kadrolardan oluşmalı.
Daha önceki, kadroların bu alanda yeterli olduğunu söyleyemeyiz.Aday gösterilmeyenler bunu kendilerine yapılan haksızlık olarak görmemeli.Bu görevler kimsenin babasının malı değildir.
Özellikle bu makamlar toplumun çıkarı yerine kendi çıkarını ön planda tutanların makamı olamaz.
Bu seçimde ön planda olan göreve şaibesiz sırtında kamburu olmayan açık alınla görev yapacak kadrolardan oluşmalı.
Belediye meclisinde de onun bunun adamı yerine farklı meslek dallarında başarılı olanların meclis sıralarında yer almalı.Belediye meclisi ,onun bunun işini takip eden ,ihale ayarlayan rüşvet almadan görev yapamayanlardan oluşması gerekir.
Bunun için seçilecek olanlarda bu konu dikkate alınmalı. Bu seçimde de onun bunun adamı belediye meclisinde yer alırsa şaibeler artarak devam eder.İş işten geçmeden seçiciler bu kıstası ön planda tutmalı .Yoksa bu konuda yakınmalardan onlar da sorumlu olur.
-----------------------
FIKRA
ZEKA İŞİYMİŞ
İstanbul Haydarpaşa istasyonunuzdan trenin kalkmasına birkaç dakika kala bir kadın gişenin önüne yaklaştı.
Arkasında ise sıranın gelmesini daha çok kişi bekliyordu.
Gişe memuru kadına sordu:
“Nereye bilet keseyim?”
Kadın:
“Bana baksana sen” diye memura ters cevap verdi.
“ Ne kadar meraklısın öyle ?”
Memur bu cevap üzerine öfkeden kıpkırmızı kesildi, fakat kısa kesti.
-“ Dinle bacım tren kalkmak üzere sırada bekleyenler var söyle nereye gideceksin, ona göre biletini keseceğim”
-“Peki söyleyeyim.Ankara’ya..”
“ Ver öyleyse 50 lira “
Kadın parasını sayıp verdi. Biletini alarak çıktı. Sonra da arkasında sırada bekleyenlerin birine göz kırparak,kulağına fısıldadı:
“Yahu bu biletçi ne kadar meraklı.Ben hiç kül yutar mıyım? Ankara’ya gidiyorum dedim. .Aslında ben İzmit’e kızımı görmeye gidiyorum.Peşimden gelmesin diye mahsus yalan söyledim”
