Siyasi parti temsilcilerimiz bölge sorunlarına at gözlüğü ile yaklaşmamalı.
Böyle zamanda siyasi partiler küçük siyasi hesapların bir kenara bırakılması gereken günleri yaşıyoruz.
Bakıyorum, bazı siyasi parti mahalli yöneticileri, üst yönetimlere yüzlü görünmek içim toplumu kutuplaştırabilecek sorunları ön plana çıkarıp akılları sıra politika yaptıklarını sanıyor.
Şuna emin olmaları gerekir ki, halkımız kendi yaşam sıkıntılarından siyasilerin bu küçük hesaplarıyla hiç ilgilenmiyor.
Bu konuda üst yönetimlerin kutuplaşma söylemlerinde bıkıp usanan halkımız, bu pandomi döneminde kendi sorunlarına eğilmelerini bekliyor.
Ne olacağı belirsiz olan siyasi gelecekleri konularında siyaset tezgahlayanlar gelecek dönemde ummadıkları sürprizle karşılaşabilirler.
Evdeki hesaplar bir bakarsınız çarşıya uymaz.Bu toplumu kutuplaştırıcı benden- senden anlayışı bu günlerde bir kenara bırakılmalı.
-------------------
EKONOMİK SORUNLAR AĞIR BASIYOR
Yaptıkları açıklamalarında ahkam kesen siyasi parti yönetimlerinin bu günlerde halkın arasına girip toplumun ekonomik durumu konusunda bilgi almaları yararlı olur.
Oralarda halkın siyasi partiler konusunda ne düşündüklerini öğrenip ona göre hareketlerini ayarlamalarında yarar var.
Ülkemizde olduğu gibi bölgemizin de en acil sorunu halkın ekonomik sorunları oluşturuyor.
Halkımız daha çok masraflı,çileli olan kış günlerini nasıl geçireceğim endişesi yaparken siyasilerin palavralarını dinlemeye zaman ayırmaz.
Böyle önemli zamanlarda siyasi partiler birbiri ile cebelleşeceğine başta mahalli yönetimleri olmak üzere ekonomik sorunların çözümüne odaklanmalı.
Siyasi beklentiler bu konuda süregelen halkın bıktığı söylemlerle bir yere varılamayacağını siyasi parti yönetimleri iyice kafalarına sokmalı.
Gün siyasi hesap günü değildir.Gün halkın yaşam mücadelesi günüdür. Ekonomik zorlukların her geçen gün artması, dar gelirli halkımızı kara kara düşündürüyor.Böyle zamanda halk bir de siyasilerimizin birbiri ile didişen söylemlerini dinlemiyor.
Dinlememenin ötesinde bu dalaşmayı tepki ile karşılıyor ve çoğu kez” millet geçim derdi,onlar ise ikbal peşine düşmüş” diye tepki ile karşılıyor.
Onun için siyasi parti yönetimleri ve parlamenterler her şeyi bir yana bırakıp bölgenin ekonomik sorunlarına odaklanmalı.Bölgemizde yaşanacak ekonomik olumsuzlukların faturasının kendilerine çıkacağını unutmamalılar.
--------------------
ÇÖZÜM YOLU
İki adam camide ellerini açmış yalvarıyorlardı.
Biri:
“Yüce Allah’ım yarın ödemem gereken beş yüz lirayı nereden bulacağım.Sen yüceler yücesisin,her şeye kadirsin ne olusun bu kulunuza yardımcı olunuz”
İkincisi:
“Fabrikam için borcum var üç yüz bin liraya ihtiyacım bulunmaktadır.Ulu Rabbim bana bir yol gösterir misin?.Senin her şeye gücün yeter ”diye el açıp yalvarıyor.
Daha sonra ikisi birden yalvarmaya başladılar.
Bu arada fabrika sahibi diğerinin kolundan tutarak kendisine:
“ Al şu beş yüz lirayı hemen çık git. Burada böyle az para için Allah’ı meşgul etme. Aramızdan çekil benim işim senden daha önemli” der.
-------------
BUNU BİLİYOR MUSUNUZ*
Edirne merkezde işyeri isminin sokağı ile aynı olan yer neresi biliyor musun.? Haydi mahallesini de söyleyeyim bulunması kalay olsun.
Koca Sinan Mahallesi.
-----------------
İLK KAFETERYALAR 2. DÜNYA SAVAŞI SONRASI AÇILDI.
Ülkemizde ilk kafeteryalar ikinci dünya savaşı sonrası İstanbul,Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde açıldı.
İtalyanca bir söz olan ”Caffeterra” sözcüğünden dilimize aktarılan kafeteryalar,herkesin bir tepsi ile seçtiği yemekleri alarak, masasına götürüp yediği bir tür lokanta anlamına gelen kafeterya,ilk olarak Amerika’da açıldı. Kafeteryalar yemek bekleme gibi zaman alan durumların önüne geçmek amacıyla kurulmuştur.
Rahat ve kullanışlı bir doyum yeri olduğu için bütün dünyada ilgi gördü.

Fıkra güzelmiş selamlar