Karlı buzlu bir sabahtı. Her sabah bir kez çıkmadan olmuyor. Ekmek, gazete demirbaşların ve diğer gereksinmeleri alıp eve taşımak gerek. Çünkü insanın en başta gelen gereksinmesi yemek- içmek. Bu açıdan bakınca mutfak, hep ister, sonra verir. Biz doyunsak da mutfaklar doymaz.

Bu sabah da buzlanmalara rağmen aynı şeyler olmuştu.. Ekmek, gazete… falan filan. Gazete niçin alınır? Okumak, görüş açını genişletmek, günlük olaylara göz atmak. Köşe yazarlarını okumak, yeni ve taze görüşler elde etmek… v.b.

Kahvaltıdan sonra yine öyle oldu. Ama bir yazı beni etkiledi ve düşündürdü çokça.:

 “Bu Cumhuriyet Bizim, ‘Onu’ korumalıyız”

Yazı Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı (Tansel ÇÖLAŞAN) tarafından kaleme alınmış. Etkili ve dokunaklı fikirler,yorumlar ve anlatım akıcılığı…

Ülkemizin gelişi aşamalarını incelemiş, yazar. Diyor ki 80’lerden sonra gelinen nokta:”… küçük bir azınlık ülkenin gelirini paylaşıp halkın sırtında zenginleşti.Yüzde on açlık sınırında, yüzde kırk yoksulluk, yüzde yirmi beş orta sınıf fakir, nüfusun yüzde yirmi beşi gelirin yüzde ellisini yiyor. İşin acı yanı, yoksul, işsiz bırakılanlar, kendisini kimlerin aç,işsiz bıraktığının farkında değil; onların sadakalarına muhtaç yaşıyorlar.”

Gerçekler ve işin püf noktasını dillendiren yazar, şöyle bir sonuca varır:

“Bu nedenle tüm ulusa sesleniyoruz:

Çok geç kalmadan, önümüzdeki genel seçimler için genci, yaşlısı, emeklisi, çalışanı, emekçisi, memuru, esnafı, köylüsü, kentlisi ile birlik olalım; yeniden bağımsız, ulusal bir yönetim, demokrasi için tüm ulusalcı siyasi partileri birlik olmaya çağıralım: bu cumhuriyet bizim.”

Bu dileğe katılmamak mümkün değil. Ama genellikle çok insanımızın bir kulağından girecek, ötekinden çıkacaktır. Kulaktan dolmalar her zaman olduğu gibi yine daha etkili olacak,

Seçimlerin sonlandığı günlerdeyiz. Her kafadan sesler çıkıyor. Hak eden de etmeyen de vekil olma peşinde. Bence seçilmek bile yetmez. O görevi hak etmeli, ve gereğini yerine getirmelidir.

Yıllardır, okula, kışlaya ve camiye girmesin denir. Boş bir kandırmaca. Maşallah girmediği yer kalmadı. İnançların bu yollarda kullanılması elbette hem laikliğe ters, hem de inanların özüne yapılmış bir saygısızlık.

Ama dediğim gibi, kime anlatırsın, kim dinler.

Aydınlar, boşuna mı yok ediliyor. Halk kitleleri cahil kalsın, rahatça sömürülsün anlamına gelmez mi bu tavır?

Necmettin Erbakan Hoca (Mücahit)da rahmete kavuştu. Yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.

Ancak uzun yıllar süren mücadele azmi, görülmeyecek gibi değil.

Sağlığında söylediklerinden bazılarını anımsamakta yarar olduğu kanısındayım:

*”AKP’ye oy vermek, cehenneme bilet almak gibidir.”

*Sen Refah Partisine hizmet etmezsen hiçbir ibadetin kabul olmaz. Çünkü başka türlü Müslümanlık olmaz. Bu ordunun(Refah) büyümesi için çalışacaksın. Çalışmazsan patates dinindensin.”

*” Batı buraya ne getirecek? Hilekarlık, homoseksüellik getirecek.Erkeğin erkekle evlenmesini getirecek. Bu yüce gaye değil, cüce gayedir bre cüceler.Sizi gidi masonik kafalar, sizi gidi gavur aşıkları sizi!..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.