Her Edirne’nin kurtuluş günü oldan 25 Kasım gününde Edirnelileri ayrı bir heyecan kaplar.
O gün Edirne’nin kurtuluş gün Edirne’nin düşman işgalinden kurtulduğu günde insanlarımız işlerini bir yana bırakıp . eş ve çocuklarıyla törenlerin yapılacağı alana koşar.
O günü canlandıran gösterileri izler ve konuşmaları dinler.
Bu kurtuluş gününde de Yine aynı coşku yaşandı.
Edirne’nin kurtuluşunun 97 yılında Edirne halkı yine aynı duygularla tören alanını doldurdu, Yol kenarları adeta insan seli oldu.
İnsanlarımız bu töreni izlerken dedelerinden, ninelerinden duyduğu, Edirne’nin işgal günlerinde halkın çektiği zorlukları hatırladı .
O günler gözerinde canlandı. Acılı günlerin tekrar yaşanmaması için dua edildi.
Onun için diyorum ki , dört kez düşman işgaline uğrayan kentimizin kurtuluş günler böyle bir başka coşku ile kutlanıyor.
Düşman işgali gören ,yurdumuzun başka illerindeki kutlamalarda da bu coşkuyu, halkın ilgisini görürüz.
İlimizde daha önceki yıllarda o acı günleri yaşayanların dediği gibi, bir daha ilimiz o acıları görmesin. Temennimiz sonsuza dek kurtuluş günümüz böyle coşku içinde kutlanması. Tüm Edirnelilerin kurtuluş gününü kutlarım
-------------------------------------------
BİNALARIMIZ NE KADAR SAĞLIKLI
Toplumda rant sağlamanın ön plana çıkması gündeme geldiğinden bu yana özellikle inşaat alanında yapılan işlere içinde yaşadığı binalara endişe ile bakıyor.
Bakıyoruz deprem olmadığı halde temeli çürük binalar çöküyor. İnsanlar Yaşam boyu kalacakları evlerini sağlıklı ve sağlam diye alıyor denetimsiz yapılan binalar için endeşiye kapılmamak mümkün mü? Hafif bir sarsıntı sonucu yıkılan binaların içinde yaşamını yitiren insanlarımızı suçları ne?.
İnsanların aklına ister istemez şöyle bir şüphe geliyor.
Acaba oturduğumuz binalar ne kadar depreme dayanıklı. Allah esirgesin bir deprem olduğunda bina enkazı altında kalmayacağımızı kim garanti ediyor.
Açıkça söylemek gerekirse binalarımız yeterince denetlenmesi konusunda endişeler var.
Başka illerde olduğu gibi Edirne’de de bu tür ihmallerin kentimizde de olmayacağını kim garanti edebilir.
Yapılan binaların denetlendiği yolunda taahhütler var.
Fakat rantın ön planda olduğu bir dönemde bu denetimlere nasıl güvenebiliriz.
Ülkemizde bugüne kadar bu konuda Çok badireler atlattık. On binlerce kişinin yaşamını yitirdiği Gölcük depremden ders aldık mı?
Hayır:
Deprem için toplanan paralarla süpermarketler yaptık. Depremde insanların toplanacağı alanları yok ettik.
Birbirine yapışık apartmanlar arasında İnsanların deprem olduğunda sığınılabilecekleri bir yer kalmadı
------------------------------------
NEDEN OLMASIN?
İlk öğretim okullarımızın bahçelerinin çoğunda yeşil alan diye bir yer yok, Çoğu betonla kaplanmış durumda.
Küçük çocuklar bu betan yığınları üzerinde koşarken bir yerleri sakatlıyor, Hayati tehlike yaratacak yaralanmalar oluşuyor.
Okul bahçelerinin hiç olmazsa bir bölümünün çimlerle kaplı olması sağlanamaz mı?
O olmuyorsa, Edirne Belediyesinin yaptığı koşu yolundaki zemin malzemesi okul bahçelerine de yapılamaz mı?
Küçük yavrular koşarken dengesini sağlayamayıp düşüp bir yerleri kırılmaları durumunda milli eğitim yetkililerimiz hicap duymayacak mı?
Okul bahçelerinde beton zemin üzerinde koşuşturan çocukların durumu bu beyleri rahatsız etmiyor mu?
Dileği o ki, velilerin de talebi olan bu isteğimiz, yetkililerin dikkatini çeker, çocuklarımız için bu hizmeti çok görmezler.
*******************************************************
BU KONU TOPLUMA İYİCE ANLATILMALI
Edirne Merkez muhtarlıklarına bakıyoruz, yanlarında tomarla tebligat zarfı birikmiş.
Bu zarfların tamamına yakını mahkeme bildirimi veya borç tebligatı oluyor. Muhtarların ifadesine göre bunların çoğu trafik suçları nedeniyle gelen cezalar.
Yeni yılda cezaların artmasıyla birlikte trafik cezaları da yükseldi. Cezanın türüne göre bin liraya yaklaşan cezalar var.
Milletin parasına yazık. Bu cezaları azaltmak için birileri topluma sürücülerin ceza almamaları için kuralları defalarca anlatması gerekir. Kuşkusuz her sürücünün bunu bilmesi zorunludur. Bu cezaların kısa sürede ödenmesi durumunda trafik suçlarında %25 indirim yapılıyor.
Trafik cezaları konusunda yapılan uyarılar herhalde yeterli olmuyor ki böyle cezalar her geçen gün artıyor.
Muhtarlar, özellikle son iki yılda trafik cezalarında ve diğer cezalarda büyük artışın olduğunu söylediler.
Tebligatların dağıtımında Edirne elemanları yeterli olmadığı için İstanbul’dan takviye PTT dağıtım elemanları geldi.
Tebligat yoluyla gelen cezalar özellikle geliri düşük olan vatandaşların belini büküyor. Cezayı ödemek için diğer masraflarından kesmek zorunda kalıyorlar.
Özellikle, trafik cezalarının azaltılması konusunda yetkililerin halkı uyarıcı yöntemler uygulamalı. Sürücülerimiz de trafik kurallarına uymamanın ceza anlamına geleceğini bilmeleri, ona göre hareket etmeleri lazım. “ Beni kimse görmedi ben aracımı hızlı süreyi veya diğer kuralları ihlal edeyim” diye aklından geçirmesin.
Teknoloji gelişti yollarda sıkı kontroller var. Cezasız trafik kurallarını ihlal etmek mümkün değil. Yapılacak en doğru yol, tüm sürücülerimizin kurallara riayet etmeleri. Bu yöntem hem sürücülerin can güvenliği hem de cep güvenliği açısından en emin yoldur.
--------------------------------------
İLK KÖMÜRÜ UZUN MEHMET BULDU.
Ülkemiz topraklarında ilk kömür yatağı 1829 yılında ortaya çıkarıldı. Osmanlı Sultanı 2. Mahmut devrinde Uzun Hasan adındaki bir deniz erinin bulduğu bu kömür yatağı Samsun iline bağlı Havza’dadır.
Karadeniz Ereğli’sinden İnebolu’ya doğru uzanır. 180 kilometre uzunluk ve 50 kilometre derinlikteki bir alanı kaplar.
Ülkemizde çıkarılan ilk kömürlerden donanma yararlandı. Bölgede yeni işletmeler açılarak üretimin çoğaltılmasına 1893 yılında başlandı.
Türkiye’de kömür üretiminin %80’i Türkiye Kömür İşletmelerini denetimindedir. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde elli altı ilimizde zengin linyit yatakları bulunmaktadır. Antalya, Diyarbakır, Kastamonu Edirne ve Zonguldak’ta ayrıca taşkömürü yatakları vardır.