Koca Sinan mahallesi 2.Sokak her yağmur yağdığında Hacılarezanı Camii yanındaki sokak tamamen sularla kaplanıyor.Bu su istilası uzun zamandır böyle sürüyor .Belediye yetkilileri su patlağı olduğunda gelip yolda gerekeni yapıyor. Buna karşın su birikmesinin önü alınamadı Sokak ise kazıla kazıla adeta adeta tarla yolu gibi .
Sokakta biriken su evlerin altlarına da sirayet ediyor.Geceleri yağmur yağıp yağmadığını anlamak için bu sokağa bakmak yeterli.
Mahalle halkı bu konudan şikayetini defalarca iletti fakat bir çözüm bulunamadı.Yağmurlu havalarda camiye gelen vatandaşlar biriken su nedeniyle zorlukla camiye gidiyor.
Halk biz yolun sularla kaplanmasından ne zaman kurtulacağız diye merak ediyor.
Bu yol ise sık görülen su patlakları nedeniyle araçlar güçlükle yol alabiliyor.Başka mahallelerin asfalt yolu acaba bu sokağa ne zaman gelecek?
---------------------
UYARI YAZISI KONULMALI
Bu konuyu daha önce de köşe yazımda dile getirdim.Bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyorum.Toplu taşımada çalışan minibüs sürücüleri yoğun trafikte güç koşullarda görev yapıyor.Bazı konuşma meraklıları şoförlerle muhabbete meraklı, onları lafa tutuyor.
Bu yolcular için tehlikeli bir durum.Konuşma sırasında sürücü direksiyon kontrolünü kaybetse Allah esirgesin Trafik kazası olabilir Onun için firma tarafından aracın içine “Şoförle konuşmak yasaktır” yazısı yazılmalı.Bir de sanki ulaşımda aksaklıklardan sürücüler sorumlu gibi bazı yolcular şoförle tartışmaya giriyor.O konuda da ayarı yapılmalı.
---------------------
BAKAN YÜZME BİLMİYOR
Ülkenin birinde görev yapan bir bakan kendini gazetecilere sevdirememiş.
Ne kadar yararlı işler yapsa da makbule geçmiyormuş.
Basın her gün kendisiyle uğraşıyor,ne yaparsa yapsın basına yaranamıyormuş.
Bakan bir gün “öyle bir şey yapayım ki basın mat olsun” diye düşünüp bunu kamuoyuna duyurmuş,,ilanda şöyle demiş:
“Pazar günü saat 10’da denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim ”
Aynı saatte basın mensupları denizin etrafında toplanmış.
Bakan söylediği gibi elinde bastonu ile denizin üzerinde yürümeye başlamış.Böyle yürümesi karşı kıyıya kadar devam etmiş.Bunu gören izleyicilerin gözleri dehşetle açılmış.
Bakan ertesi gün bu haberin doğru olarak yazılmasını beklerken.Bir gün sonra tüm gazetelerde şu başlık atılmış:
“bakan yüzme bilmiyor”
-----------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
ÇAYIMIZI 1878 YILINDAN BERİ İÇİYORUZ.
Ülkemizde ilk çay üretimi Japonya’dan 1878 yılında ülkemize getirilen çay tohumlarının örnek çiftliklerde ekilmesiyle başlandı
Bu ilk denemenin olumlu sonuç verdiğini gören,Halkalı Tarım Okulu Müdüre Ali Rıza Ertem,Rize ve Artvin dolaylarında çay üretimi için büyük çaba harcadı.
Çayın işlenip kullanılacak duruma gelmesini sağlamak amacıyla ilk olarak Rize’de yapımevleri açıldı.
Çayım günümüzdeki gibi teknikle işlenip ambalajlanması. Ancak 1947-1948 yıllarında gerçekleşti.
--------------
ÖZLÜ SÖZ
Dünyamız üç grup insandan oluşur.
Sonuçları ortaya çıkaran küçük ve başarılı grup,olup bitenler seyreden oldukça büyük bir grup ile diğer grupları ve nelerin olup bittiğini bilmeyen muazzam bir kalabalık.