Edirne’de halkın en çok alışveriş yaptığı, ihtiyaçlarını karşıladığı çarşı ve pazarlarda fiyatlar almış başını gidiyor.
Kısa bir süre önce aldığınız bir malı şimdi aynı fiyattan almanız mümkün değil.
Fiyatların bu kadar sık değişmesine,sık sık yükselmesine neden olacak girdi fiyatlarına zam yapılmasa da her satıcılarda alışkanlık haline gelmiş.
Piyasada zam haberi aldıklarında onlar da sattıkları ürünlere anında zamlı tarife uyguluyor.
Tiryakilerin tekel ürünlerine yapılan zam sonucu kullanamadıkları, ihtiyaçlarını daha ekonomik olarak sağladıkları dolma sigara satıcıları da bu zam kervanına uymuş.
Bir çorap satıcısına sordum:Geçen hafta fiyatlarında 20 lira yazıyordu .Şimdi bakıyorum 30 lira olmuş.
Buna satıcı esnafın cevabı hazır.”Her şeye zam geldi biz de zam yapmak zorunda kaldık” diye bir sürü neden sıralıyor.
-------------
ÇİVİSİ ÇIKAN PİYASAYI DENETLEYEN YOK MU?
Herkes satacağı ürünün fiyatını kendisi belirlerse, alıcıya “İşine gelirse al “deniliyorsa bu işin sonu nereye varacak.? Bu zamlar sonunda halka yansıyor. Toplum geçinemez hale geliyor.
Özellikle dar gelirliler ve emekliler bu yüke ne kadar dayanacak.?
Geliri az olan vatandaşların ve öğrencilerin açlığını gidermek için kullandığı simit fiyatı bir defada 10 liradan 14 liraya yükselmiş.
Sebze meyve ve halkın ihtiyacı olan diğer ürünlerin fiyatlarına baktığınızda gözlerinize inanamıyorsunuz.
Serbest piyasa herkesin sattığı ürüne istediği gibi fiyat uyguladığı piyasa sonunda bir vatandaşımızın pazar dönüşü kendi kendine söylenirken ifade ettiği gibi,”Olmaz olsun böyle piyasa” demesinde haklılık payı yok mu?
Sözün kısası: Bu piyasalardaki denetimsizlik halkın sabır sınırını aşar hale gelirse bunu sorumlusu kim olacak.?
O nedenle, halkın zorunlu ihtiyacını sağladığı çarşı,pazar ve marketler sık sık denetlenmeli. Bu konuda sorumluluğu bulunanlar halkın talebini dikkate almalı.Yoksa işin sonu ve sorumluluğu kendilerinde odaklanır.
Bugün için piyasanın denetimsizliği sonucunda halkı kazıklama şeklinde uygulanması bir süre sonra toplumun huzurunu bozar duruma gelmesinin faturası bu konuya göz yumanlara çıkar.
-----------------
FIKRA
NE BİLEYİM
Bir akıl hastanesinde hastaların bulunduğu koğuşa gelen başhekim:Bir akıl hastasının oturup bir şeyler yazdığını görmüş.
-“Kolay gelsin ne yazıyorsun”?
-“Mektup yazıyorum efendim”
“Peki mektubu kime yazıyorsun”?
-“Kendime yazıyorum”
Bakayım ne yazıyor mektubunda?”
“İlahi efendim siz, deli misiniz .Ben.mektubu daha almadım ki içinde ne yazdığın bileyim”
