Yeri geldiğinde Edirne medeni ,çağdaş bir il olduğunu savunmada geri durmuyoruz. Aslında kentimize yakışan da bu tanıtım olmalı.
Peki bizler modern çağdaş bir kent olma özelliği için gereken duyarlılığı gösteriyor muyuz? Örneğin bu alanda en önemli olan çevre temizliğine gereken özeni gösteriyor muyuz.
Maalesef bu alanda il olarak sınıfta kalmış durumdayız. Daha önceki yıllarda çevre temizliği konusunda Edirne’den çok daha geride olan iller şimdi bizden çok daha iyi durumda. Bunu oraları gezip görenler söylüyor.
Mega kent İstanbul’a gittiğinizde imreniyorsunuz. Ülkenin ve dünyanın dört bir yanından gelen insanlar çevrenin kirlenmemesi için özeni gösteriyor. Bir de kentimize bakalım. Her sokakta bir temizlikçi bu dahi insanlarımızın çevre temizliği konusunda ne kadar duyarsız olduğunu göstermiyor mu?
Minibüs durakları çevreleri çöplükten farksız hemen yanlarında çöp konteynerleri olmasına karşın yiyecek atıkları ve sigara izmaritlerini yere atmaktan zevk alıyoruz. Park ve bahçeler de bunlardan farksız.
Her gün yürüyüş yaptığım bir parkın oturulacak yerlerinin yanı yiyecek atıkları ve çekirdek kabukları ile dolu. Edirne gerçek bir turizm kenti olacaksa ilk duyarlı olması gereken alan çevre temizliği, sokaklarının kirli olmamasıdır. Bugün için kentimiz bir turizm kenti görüntüsü veriyor mu?
İlimiz turizm sezonuna giriyor. Önümüz Kırkpınar günleri. Bu uluslararası etkinlik için yurt içi ve yurt dışından binlerce insan gelecek. Bunlar sadece güreşleri izlemek için gelmiyor. İlimizin genel durumunda da bakacak, nasıl bir kent olduğunu irdeleyecek. Bu konuda bir kusur bulunduğunda bunu deşifre edecek, gittiği yerlerde duyuracak
Buna meydan vermemek için herkesin bu dönemlerde kentimizin olumlu tanıtımına katkı yapması gerekir. Bunu sabote etmek isteyenlere, çevreyi kirletenlere, tarihi kentimizin tanıtılmasında gerekli özeni göstermeyenlerle mücadele etmeliyiz. Böyle etkinlikler bizim düğün bayramımız.
Bu fırsatı iyi değerlendirdiğimiz zaman Edirne turizmde bir aşama kaydedecektir. Çevreyi kirletip Edirne’nin güzelliklerini göz ardı etmek isteyenlerle, el ele verip mücadele etmek zorundayız. Kentimizi kirli, yaşanılmaz bir şehir olarak göstermeye kimsenin hakkı yoktur. Bu alanda hepimize görev düşüyor. Bunun için “bana ne” diyemeyiz.