CHP’nin 96. Kuruluş yıldönümü nedeniyle bir dizi etkinlikler yapıldı.
Önce partililerin katılımı ile Atatürk Anıtına kadar bir yürüyüş düzenlendi,
İl Başkanı Pekcanlı burada bir konuşma yaptı.
Aynı günün akşama Karaağaç Buzhane Devlet bahçesinde kuruluş kokteyle yapıldı.
Kokteyle katılım oldukça yüksekti. Edirne merkezdeki küskünlerin dışında ilçelerdeki partililer de kuruluş etkinliğine katılmıştı. Kokteylde partililerden oluşan masaları baktım yine eş dost parti anlayışı, görüşleri birbirine yakın olanlar aynı masalara toplanmıştı.
Yine partililer arasında geçen seçimin ve delege seçimlerinin tartışması yapıldı. Masaları ziyaret eden partililer özellikle kendi fikirlerine yakın olmayan masaları ziyaret etmemeye özen gösterdi.
Yine, Belediye Başkanı Recep Gürkan tüm masaları dolaşıp partililerle fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedi Kısaca daha önceki yıllarda olduğu gibi bildik bir kokteyl oldu.Bu görüntüsüyle CHP kişileri aşarak ilkeler etrafında bütünleşmiş bir parti görüntüsü vermedi.
Yine klikler,kasır tartışmalar yapmacık hal hatır sormalar ön plandaydı.
-----------------------
PARTİLİLER KENDİ YANDAŞLARI DIŞINDAKİLERLE BİR ARAYA GELMELİYDİ.
Bu kokteylde ben isterdim ki masalarda birbirini hiç tanımayan veya az görüştükleri farklı yörelerden partililerle bir masa etrafında toplanıp karşılıklı sorunları tartışıp ortak sorunları belirlemeleri daha iyi olurdu. Bir Edirneli partili ile Keşan veya başka ilçelerden partililerin bir araya gelmesi parti içinde bütünleşmeye, kaynaşmaya katkı sağlamış olurdu.
Her gün görüşülen kendi görüşünde olan insanlarla bir araya gelmek kokteyl süresince bildik konuları tartışmak CHP’nin birlik ve beraberliğini sağlamaz.
Böyle günlerde farklı yörelerdeki partililerin bir arada olması çok daha yararlı olurdu. CHP’de böyle bir kaynaşmaya ihtiyaç var.
Kokteyl süresince böyle bir oluşum görmedim. Bu da CHP’de klikleşmenin, guruplaşmanın sona ermediğini gösteriyor.
Keşke birileri uyarıp” Arkadaşlar her gün bir arada olduğumuz arkadaşlarla değil farklı yerden gelen arkadaşlarımızla bir masa etrafında olalım” fikri ortaya atılmış olunsaydı.
Partinin farklı yörelerdeki sorunları daha iyi anlaşılmış ortak sorunlar belirlenmiş olurdu.
Bu fırsa yaratılmadı.
Anlaşılan, CHP guruplaşma hastalıklarından kurtulması için daha çok mesafe alması gerekir.
Edirne açısından bu birlik beraberlik çok elzem hale geldi.
Partililer küçük hesaplar peşinde koşacaklarına, bir yerlere gelebilmek için alengirli oyunlar tezgahlayacaklarına parti içinde birliği sağlama girişimlerinde bulunmaları gerekirdi.
--------------------------------------------------------------------------------------------
DOĞRU DİYE SUNULAN YANLIŞLAR
Dünyada ve ülkemizde haber almada iletişim araçları o kadar çok gelişti . Ülkenin veya dünyanın bir yöresinde meydana gelen olayların haberleri anında dünyanın dört bir yanında duyuluyor.
Doğrusu ve yanlışı ile halk bilgi sahibi oluyor.
Son yıllarda duyduklarımız, siyasetin gündemine oturan haberler iddialar “ bunlar nasıl oluyor” dercesine hafızalarımızı zorluyor.
Bu söylenenlerden kimin doğru kimin yalan söylediğini, kimlere inanacağımızı şaşırdık
Bakıyorsunuz kamuoyuna yasalara sığmayacak bir demokratik ülkede olmaması gereken olayları yansıtılıyor.
Bu konuda belgeler teşhir ediliyor iddialar ortada geziyor.
Bunun karşılığında bu suçlamalarda suçlananlar tarafından halkı tatmin eden inandırıcı bir cevap verilmiyor.Söylenenler dikkate alınmıyor.
Buna karşın suç isnat edilenler çareyi konu ile ilgisi bulunmayan o kişileri karalayıcı suçlamalarla bu hatalarının üzerini kapatmak istiyorlar.
Bu yenilir yutulur yanı olmayan ağır ve onur kırıcı görüntüler medyamız tarafından da yanlı olarak yansıtılıyor.
Bu durum ülkemiz açısından da üzüntü verici bir görüntü. Toplumda yaygınlaşan, suçlamalar karşısında duyarsızlık,iddia edilenlerin yok sayılması daha ne kadar devam edecek?
Bu konularla ilgili yurt dışından da tepkiler gelmesine rağmen bu pişkinlik,suçlamaları yok sayma “bir süre sonra nasıl olsa unutulur” beklentisinde olmak halkın devlet yöneticilerine karşı güvensizliğini arttırabileceği hesap edilmiyor mu?
Haydi, bu yönde suçlananlar kendi kabahatlerini örtmek çabasındalar. Peki, o siyasi görüşü savunanlar ” Ülkemizde neler oluyor. Bu suçlamalarda siyasi dalaverelerde gerçek payı yok mu?” diye bir merakları, olayları sorgulamaları gerekmez mi?
Onlar nihayetinde toplumda bir seçmen siyasetin tepesinde olanların tabası, onlara günahları ve sevapları ile bağımlı kimseler değil.
Siyasi parti taraftarı olmak onun hatalarını da kabullenmek ve onaylamak anlamına gelmemeli. Demokrasinin gereği budur . Bu demokrasiyi benimsemiş iktidar ve muhalefette olan tüm parti taraftarları için geçerli.
Parti yöneticileri yanlış yaptığında onları uyarmak hatalarına ortak olmamak gerekmez mi?
Bakıyorsunuz demokrasinin tüm kurallarıyla uygulandığı ülkelerde bir partiyi militanca destekleyen taraftarları partisinin ilkelerini zedeleyen bir uygulamasını gördüklerinde muhalefeti dahi beklemeden kendi parti yöneticilerini bu yanlışlıkları nedeniyle kıyasıya eleştirip bu yanlışlıktan ders almalarını, cezalanması gerekirse çekinmeden siyasi yaşamının sona ermesine onay veriyorlar.
Ne yazık ki, bizde böyle bir anlayış ve uygulama yok “benim partim yanlış yapmaz” anlayışı siyasiler arasında hâkim olduğu için parti üst yöneticileri bu anlayıştaki seçmenlerine güvenerek yaptıkları işlerde suçlu olsalar dahi, seçmenlerinin bu suçlamalara inanmayacaklarını düşünerek hatalarını, suçlarını bir başka suçlama ile gizleme yolunu seçiyorlar.
Olaylara düz mantıkla bakıp “benden senden” mantığı ile değerlendirenler aslında ülke geleceğinin tehlikeye girmesine çanak tutmuş olmuyorlar mı?
