Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski hastalığı devam ediyor. Özellikle böyle seçim arifelerinde bakıyorsunuz, aynı partiye oy verenler sanki birbirine rakip partiliymiş gibi mücadele içindeler. Özellikle bu tartışmaların parti merkezleri yerine, her ortamda yapılması halkın CHP’ye güvenin sarsılmasına neden oluyor.
Ana Muhalefet partisindeki bu durumu gören tarafsız vatandaşlar, “Bunlar kendi kendine kavga ediyor, benim böyle bir partide işim ne?” diye düşünmezler mi?
CHP bugüne kadar bu tür iç çekişmelerin zararını çok gördü
Partililer gerekli dersi almamış olacaklar ki, yine aynı hatalar tekrarlanıyor. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve çevresinde canını dişine takan birkaç kişi partiyi kendi sınırlarını aşarak daha geniş kitlelere duyurmak için mücadele veriyor, didiniyor. “İç çekişmeleri bir yana bırakıp dışa açılın, bizlere oy vermeyen insanlara partimizin politikasını anlatın, bugüne kadar bize oy veren kadro ile bu seçimde istediğimiz sonucu elde edemeyiz. 2019 yılında yapılacak seçimin hayati önemi var, bunu aklınızdan çıkarmayın.” diye uyarıyor.
Ne yazık ki, taşra örgütleri bundan gerekli dersi almıyor, yine eski hatalarını, zaaflarını tekrarlıyor. Yine dar kadroculuk, kısır döngü içinde birbiriyle kavgaya devam ediyor.
Onun için CHP için dışarıdan muhalefete gerek yok, kendi içindeki muhalefetleri onlara yetiyor.
CHP’nin iş işten geçmeden bu alışkanlığından vazgeçmesi gerekir. Partinin ilçe seçimleri tamamlandı. Şimdi il başkanlığı seçimi var. Partililer bu seçim için yine partili arkadaşlarını karalama yöntemi uyguluyor, seçimde başarılı olmak için partisinin zararına da olsa her yol deniyor.
Seçim sonunda da, ”biz rakip olsak dahi, birbirimize destek veririz” diye özeleştiri yapılıyor. Peki seçim öncesi yaşananlar partililer arasındaki konuşmalar ne olacak. O konuşmalarla rakip partilere koz vermiş olmuyorlar mı?
Kısaca CHP yıllardır süregelen geçerliliğini yitirmiş taktiklerle politika yapmayı sürdürüyor. Bir türlü kendini yenileyemedi.
Özellikle CHP’nin kalesi olan bir ilde partiyi yönlendirecek kadroların yetişmemesi, yöneticilerin gerekli donanıma sahip olmamaları, onları seçim propaganda süresinde zor durumda bırakacaktır. Beylik laflarla siyaset yapma dönemi geride kaldı.
Teknolojinin iletişim araçlarının geliştiği günümüzde siyasetçilerin her konuda bilinçli, donanımlı olmaları gerekir. Halkın hamasi laflara karnı tok, yıllarca onları dinledi. Yeni yöntemler gerekli.
Onun yanında genç, donanımlı siyasetçiler CHP’yi başarıya taşıyabilir. Halk yıllardır gördüğü ve kendisine fayda sağlamayan klasik söylemlerle politika yapmayı sürdüren eski politikacılardan usandı. Yeni yüzlere ve günün koşullarını bilen okuyup inceleyen, halkın geniş kesimini kucaklayacak, bilgi sahibi olacak politikacıları bekliyor.
Buna en çok ihtiyacı olan parti ise Cumhuriyetin kuruluşunda önderlik eden CHP. Bunu sağlamadığı sürece yine eski hamam, eski tas gidecektir. CHP’de ülkenin çeyrek oyu ile yetinmek zorunda kalacaktır.
Bir zamanlar Ecevit “Ne ezilen, ne ezen halkça düzen ile meydanlara çıktı, başarılı oldu. Halkımızın böyle yeni sloganlara halka umut verecek kitleleri arkasında sürükleyecek, yalanları doğru gibi yutturmak isteyenleri engelleyecek siyasi kadrolara ihtiyacı var.
İYİ PARTİ’NİN, CHP’DEN OY ALMAYACAĞINI KİM GARANTİ EDER
Bazı sosyal demokratlar İYİ Parti’nin başarılı olması için can atıyor. Bazıları o partinin propagandasını yapıyor. Akılları sıra bu parti güçlenirse iktidar partisi zarar görüp CHP’ye gün doğacak.
Aslında görüntü hiç de öyle değil. İktidarı destekleyenlerin bu partiden umudu var. Ona destek veren parti mensuplarının da partilerinden koparak yeni kurulan partiye dönmeleri kesin değil.
Geride ne kalıyor, CHP. Ana Muhalefet partisinin politikasını benimsemeyen iktidar olma şansının bulunmadığını düşünen merkez sağ ve sosyal demokratların İYİ partiye koltuk çıkmayacağını kim garanti edebilir.
Özellikle batı bölgelerindeki seçmelerin böyle bir eğilimi var. Daha önceleri Genç Parti’de bu durum yaşandı. Bu parti en çok oyu batı bölgelerdeki seçmenlerden özellikle de Edirne’den aldı. Bu seçimde de yine Genç parti vakasının tekrar yaşanmayacağını kim söyleyebilir? Bu durumda Sosyal Demokratlar, yağmurdan kaçayım derken doluyu tutulmaları kaçınılmaz olur. Haberleri ola….
