Aralığın ilk günleri…

Bir cumartesi daha doğrusu. Pek sık ötmeyen cep telefonum nasılsa çaldı. Merakla açtım. Karşımda Aslan Bayır. Önce onu biraz tanıtmalıyım.

Kendisiyle yıllardır iletişim içindeyiz. Odak noktamız, elbette şiir

Kendisi yıllar önce ve uzun bir süre Adana’da “Aykırı Sanat” Derginin öncülerindendi. Ben de o dergiye şiirler gönderiyorum. Hemen hemen her sayıda bir şiirim ya da bir yazım yer alıyordu. Önceleri aylık olarak yayınlanan dergi sonra sonra iki aylık olarak sürdü gitti

İş gereği Adana’da yaşıyordu. O derginin hemen hemen her yıl düzenlediği şiir yarışmalarında iki kez jüri özel ödülüne de layık görülmüştüm.

Orada işi bitince Alanya’ya dönmüş. Bir gün bir mektup göndererek olayı anlattı. Ve bu kez Alanya’da bir dergi çıkaracağını belirterek, ürünlerimden istedi. Artık, “Aykırı Sanat” bitmiş; onun devamı niteliğinde “Güncel Sanat” başlamıştı.

Bu derginin sorumlusu yine kendisiydi.

Dönelim o telefona. Bana Lüleburgaz’da olduğunu, yarın Bulgaristan’a giderken beni görmeden gitmek istemediğini söylüyordu. Havaya uçacak gibi oldum. Ertesi günü iple çekmeye başladım.

Pazar günü yine aynı telefon, Havsa’da olduklarını söylüyordu. Buluşacağımız yeri saptadıktan sonra onları karşılamak üzere eşimle çıktık.

Biraz çabadan sonra buluştuk sonunda. Karşıladık kendilerini. Ama arabadan yalnız Bayır değil üç kişi daha indi.

Onların da edebiyat çalışmalarında önemli yerleri olduğunu, söyleşilerimizde öğrenmiş oldum. Bu arada bir yayınevi kurulduğunu bir de dernekleri olduğunu da öğrenmiştim. Bunlardan Bayan Mercan Cıvan yeni yapıtıyla düşmüştü yollara. Lüleburgaz’da oturduklarını, babalarının Bulgaristan’da kaldığını özetle anlattı. Ekip buradan Bulgaristan’a (Bazı etkinliklere katılmak için davetli olarak) gideceklerini söylediler

Sözünü ettiğim yayınevinin ilk yapıtı olarak meğer Mercan Cıvan’ın kitabı yayınlanmış. Bir tane bana armağan etti. İmzalayarak armağan ettiği kitabına şunları yazmış:

 “Mercan Civan’dan pek kıymetli Necdet  Bey’e, derin sevgilerimle . Mutluluğa sonsuzca… 1.12.2o13- Edirne”  (Baygenç ajans – Güncel Sanat Dergisi) Yeni kurdukları Yayınevi’nin ilk yapıtı olduğunu belirtmiştim Altmış sayfalık denemelerden oluşan pırıl pırıl bir yapıt.

Ünlü ozanların can alıcı dizeleriyle desteklemiş denemelerini. Çok çarpıcı ve ilginç anlatım. Lirik bir temele oturtulmuş tablolar.

İşte 38. Sayfada yer alan bir bölüm:

“Aşk yanı başımda, yüreğimin atışında, yorgun bir gecenin eşiğinde başımı yastığa koyuşumda… Aşk bedenimde, saçımın her telinde; ‘Çiçek açmış erik ağacında, yeşil başını kundağından çıkarmış incir yaprağında’ (Sait Faik) ‘salkım söğüdün üzerine yaslandığı sarı saçlarında’; sümbüllerin, şebboyların imrenilesi kokusunda; yumak yumak akasya çiçeğine düşmüş çiğ damlasında… Bir coşkunun içindeyim, bu coşkuyla başım dolaşık…”

İçiyle dışıyla insanı çarpan bir yapıt,  kendisine başarılar ve mutluluklar diliyorum. Bu kıldan ince, kılıçtan keskin yapıt, bence; mutlaka okunmalı…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.