Bakıyoruz, siyasilerimiz eski sisteme göre seçimlerde başar kazanacağı hesabını yapıyor.

Yine seçim zamanı geldiğinde parti temsilcileri sahaya çıkacaklar, topluma kendilerini daha önceki kabul ettirmeye çalışacak.

Sonra da daha önceki seçimlere  benzer  tasnifi yapılarak iktidar belli olacak.

Artık o günler  çok geride kaldı.Günümüzde seçime katılacak partilerin  hesaplarını yeniden  gözden geçirmeleri gerekecek.

Ham hayal peşinde koşmaları onlara başarı getirmez..Ülkemizde yeni bir idare sistemi var.Başkanlık sisteminin iktidara büyük avantaj sağladığını, seçimlerde bu cenahta mücadele edecek partilerin diğerlerine oranla  daha şansalı olduklarını dikkate almayan muhalefet bu yarışta bir kez daha hayal kırıklığına uğrar, yaya kalır.

Yaşadığımız günlük olaylar muhalefeti dağınık yapısı bunu gösteriyor.

İletişim ağının gelişmesi, halka ulaşma yollarının artması ile siyaset haklı olanın değil güçlü olanın yönünde seyrediyor.

Bunu dikkate almayan, halkın bazı alanlarda ortaya koyduğu cılız tepkiler sonucu seçimi kazanabileceği beklentisinde olan siyasetin muhalefet kanadı ,iktidarın bir yön değiştirmesi farklı taktik kullanması ile hayal kırıklığına uğrar.Politika ülkemizde seçimi kazanabilmek için türlü oyunların oynandığı başarı için her yolun geçerli olduğu konuma dönüştü.Muhalefet  bildik yöntemlerle eski hesap üzerinden başarı kazanacağını beklerken bir bakarsınız yine “atı alan üsküdar’ı geçti” taktiği ile iktidar şekillenir.Muhalefet yine bakakalır.Çünkü iktidarın elinde bunun için her türlü imkan var.Muhalefet bu kafa ile ,bildik eski kurallara göre uygulamak istediği taktiği ve parça buçuk hali ve pamuk ipliği  gibi  bağları ile halka güven veremez.

İktidar bunu biliyor: Her zaman da bu yönden politikasını belirliyor.

Bu durumda muhalefet nakavt olma aşamasına gelen devamlı yumruk alan boksör konumuna düşüyor.

Muhalefetin bu durumu, yeni siyaset arayışında olan iktidardan umduğunu alamayan halka güven vermedi.Nitekim yapılan seçim anketleri de bunu gösteriyor.

Halk iktidara güven duymasa dahi muhalefete de  yönelmiyor,ona da güvenmiyor.Bu özellikle muhalefet kanadının  halkın güvenini kazanmaları için siyasetlerini yeniden gözden geçirmeleri konusunda uyarı olmalı.

Yoksa”  halkın eğilimi bizden yana,başka seçeneği yok” mantığı ile hareket ederlerse yine havalarını alırlar.

Bugünkü görüntü bu izlenimi veriyor.İktidar olmak isteyen siyasi partiler iktidarın bir saatlik koşusunu yarım saatte koşmak zorunda.Bugün olduğu gibi sadece  iktidara laf yetiştirme taktiklerini sürdürürler,halkla yüz yüze politika yöntemini ihmal ederlerse iktidar yerine bugünkü konumunu arar hale gelirler.Bu durumda da halkın siyasilere olan güveni daha da azalır.Muhalefet partilerinin “Eski çamlar bardak oldu” özdeyişini  unutmaları ,o günlerin geride kaldığını dikkate alarak halka laf ebeliği yapma yerine toplum yararına ne yapacaklarını herkesin anlayacağı şekilde anlatmaları lazım.Şimdiki yolları,izledikleri politika  onları başarıya taşımaz.

-------------------

FIKRA

KİM HIRSİZ İKİM DEYYUS.!

1879-1953 yılları arasında yaşayan, Bodrum’da doğup,İstanbul’da  ölen ünlü ney ustası ve de hiciv ustası  olan NeyzenTevfik, ney çaldığı zaman dinleyenleri mest edermiş

Dili çok sivri olduğu için taşlamaları ile de ünlü olan Neyzen Tevfik,zamanında bu tavrı ile haksızlığa ve yolsuzluğa da karşı çıktı.Bu tavrı nedeniyle  Osmanlı  döneminde tutuklandı.Devletin ağır baskısı sonunda Mısır’a kaçmak zorunda kaldı.

Zamanın bir siyasetçisi, için şu ilginç dizeleri yazmıştır:

Her kime sordumsa,

Seni etmedi doğru tarif,

Kimi hırsız,kimi soysuz,

Kimi deyyus dediler,

İnanmadım sordum,

Meclis-i Mebusan’a

Bizim kayıtlara göre,

O gene mebus dediler, 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.