01’ Temmuz günü yaklaştıkça bizim gibi Kırkpınar sevdalıların heyecanı da artıyor.
Kırkpınar’ın güzellikleri saymakla bitmez 658 yıllık şanlı bir geçmişe sahip olan Kırkpınar, elbette heyecan verici olacaktır.
Edirne, Sarayiçi Er Meydanı’nda yapılan güreş etkinlikleri 3’ gün sürüyor.
Bu üç gün, Er Meydanında güreş tutacak 2 bin pehlivanın doyasıya güreş yapmalarına yeter mi ?
Bence yetmez.
Ancak gelenekler böyle kurulduğu için, yetmediği güne kadar bu böyle devam edecektir.
Yeri gelmişken bu rakamsal olgulara biraz açıklık getirelim:
Son yıllarda Edirne Tarihi Sarayiçi Er Meydanı’na 2 binden fazla pehlivan gelmektedir. 3 gün sürecek bir süreç için bu kadar sayıda pehlivan fazladır.
Onun için diyoruz ki; Kırkpınar yağlı güreşlerin olimpiyatıdır. Eline zembilini alan her pehlivan burada güreş tutmamalıdır. Çünkü bu kadar sayıda pehlivanın yolluk masrafları, yiyecek ve yatak masraflarına ek olarak kazandıkları ödüllerin giderleri de hep Edirne Belediyesi’nin bütçesinden karşılanmaktadır.
Aynı şekilde Kırkpınar’da görev yapacak olan 200 ü aşkın hakem, cazgır ve federasyon yetkililerinin de Kırkpınar süresince Edirne Belediyesinin bütçesinden ağırlandıklarını bilmemiz gerekiyor.
Bunlar yetmiyormuş gibi; Güreş Federasyonunun Kırkpınar etkinliklerinden belirli oranda pay aldığını da bilmeliyiz.
Peki bu kadar insanı ağırlayan Edirne Belediyesi bu işten ne kazanıyor ? Yanlış hatırlamıyorsam geçen yıl Edirne Belediyesi bu işten 2 milyon Türk Lirası zarar etmişti.
Bu durumda sormak gerekmez mi; Devlet Kırkpınar’ın neresinde ?
Devlet, belki valisiyle, kolluk kuvvetleriyle ve temsilen gönderdikleri bir bakan veya müsteşar ile Kırkpınar’da olmaktadır.
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri 1911 yılından bu yana Birleşmiş Milletlerin Dünya Somut Olmayan Kültürler Listesinde yer almaktadır. Yani Kırkpınar o tarihten bu yana bir evrensel Dünya değeridir.
Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Tarihi Kırkpınar Güreşlerini parasal olarak da desteklemelidir. Bu, artık kaçınılmaz bir zorunluluk olmuştur.
Bu konuda Edirne’deki siyasi parti temsilcileri ve milletvekillerimiz girişimlerde bulunmalıdırlar.
Biz hatırlatmış olmakla görevimizi yapmış sayılırız. Siyasetçilerimiz de bu konuda kendilerini görevli saymalıdırlar.
