Son yıllarda insanlarımızın doğa katliamı karşısındaki duyarlılığı, ormanların yok olmasına karşı tavırları dikkat çekiyor.
Genellikle bu ortamda yaşayan köylülerimizin kadın,erkek demeden ormanlık alanların doğanın yok edilmesine karşı direnişlerine şahit oluyoruz.Gün geçmiyor ki halkın çevre katliamına karşı direnişi ,bu konuda yasaların kendilerine tanıdığı hakları kullanmada kararlılıklarına tanık olmayalım. Demokratik haklarına sahip olmaları konusunda da bir olumlu gelişme. Köylülerin yaşadıkları ortamı başka amaçlarla kullanmak isteyen çevrelerin doğa katliamına dur demeyi amaçlayan girişimleri,bu direnişlerde daha çok kadınlarımızın ön planda olmaları. Tatlı su demokrasi savunucuları,bu hakları sadece kapalı alanlarda yaptıkları açıklamaları ile savunma sevdasında olanlara örnek oluşturmalı. Topluma yönelik diğer haksızlıklar karşısında da kadınlarımızı yine ön planda olduğunu görüyoruz.
----------
DİĞER HAKLAR DA SAHİPLENİLSE
Daha önceleri Karadeniz’de çevre, doğa katliamına karşı halkın haklı direnişlerine tanık olduk.
Halkın bu kararlı tutumu karşısında hak sahipleri ve yöneticiler geri adım atmak zorunda kaldı.
İş burada bitmiyor.Daha sonra siyasi gücü arkasında gören, doğayı katlederek kazanç elde eden çevreler halkın direnişini kırıp,yasal imkan sağlayarak tabiat harikası yerlerimizi katletme yarışlarını sürdürüyor.
Burada esas olan ülkemizin en güzel topraklarını,ormanlarını yok etmek isteyenlere karşı buna izin verenlerle de aynı şekilde yasalar kapsamında kararlılıkla mücadele etmek.
Ne yazık ki,halkımızda bu anlayış yeterince gelişmedi. Kendi topraklarını ,ormanlarını savunma direncini gösterenler kendilerinden bu hakkı almaya çalışan çevrelere karşı aynı duyarlılığı gösteremiyor.
Siyasilerin ucuz vaatlerine kanılarak yaşam alanlarının sermayeye peşkeş çekilmesine çanak tutuyorlar.Bu direnme sağlanmadığı takdirde meydanlarda gördüğümüz az sayıda insanımızın ve çevreye duyarlı kişilerin desteği ile gerçekleşen hareketler genellikle sonuç getirmiyor.
Esas olan bunu kaynağından,siyasi ayağından engellemek, doğa katliamcılarına bu imkanı sağlayanlara karşı kararlı duruş sergilemek,Bunu kamuoyunda her alana yaymak,
Halkımız ervcil hayvanlara ve çevreye gösterdiği duyarlılığı diğer haklarımızda da göstermediğimiz sürece haklarımızı elde etmemiz mümkün olmuyor.
Halkın bu sınırlı tepkisini gören hakim çevreler ”nasıl olsa kısa zamanda bu tepki son bulur.Biz işimize ondan sonra devam ederiz.bu soruna önderlik edenlere de sus payı verdiğimizde bir sorun kalmaz” anlayışı ile doğa güzelliklerimizi katletmeye devam ediyorlar.
Önemli olan bu hakları savunmada devamlılığı sağlamak.
----------------
TÜİK SINAV VERİLERİ
Son yapılan TÜİK açıklamasına göre, geçtiğimiz yıl süresince ülkemizde 15 yaş üstü vatandaşlarımızın % 69.0’u hiç kitap okumamış.
Bu arada YSK sonuçları da diyor ki;
Sınavda 100 bin öğrenci sıfır aldı.Ortalamada ise 40 matematik sorusundan % 7,37, Yirmi fen sorusundan %2,91;
14 Fizik sorusundan 2,18; 12 felsefe sorusundan 2,43 soruya cevap verildi.
Eğitimimiz nereden nereye geldi……