Bir aralar, neyin haber olup olamayacağı tartışılıyordu. Ya da konuşuluyordu. Uzun tartışmalar ve sunulan görüşlerden sonra şu yaklaşımla sonlandı: Köpek insanı ısırırsa bu, haber sayılmaz. Ama insan köpeği ısırırsa; işte haber budur.

Özellikle magazin gazetelerde çıkan haberlerin büyük çoğunluğu eften püften türden. Kim kiminle yakalanmış, kim daha kısa giyinip selfie çektirmiş.

Yani özel hayatın bile gizli köşelerine Kadar inilmekte, çıplak görüntülerle ilgi çekmekte.

Hele şu tecavüz olayları, hele öldürmeye varan ilişkiler ve kadın cinayetleri, çoculara taciz… mide bulandıran türden. İnsan şaşırıp kalıyor, insanlığından utanıyor.

Ekranlar da bir başka çarpıklıklarla süslü. En çok şu erkek oryanterler. Yani köçekler. Her yönüyle bir kültür ezilmesi. Kadın kıyafeti giyip şapırdatan erkekler bile ekranlarda yer bulabiliyor.

Yazık ki, ne yazık! Diyesim geliyor ama dilimi tutuyor, kalemime sabır diliyorum. Gel zaman git zaman eskiyen ve önemini yitiren özdeyişler, atasözleri…

Efendim, “Ayağını yorganına göre uzat”. İyi de bir süre sonra ayaklar yorulacaktır değil mi? Oysa yorganı uzatsak daha akılcı ve mantıklı değil mi? Ya da yoygan alırken ölçerek almalı, daha iyi değil mi?

Gelelim “Ak akçe kara gün içindir”

Yani temiz para biriktirmek bir gün mutlaka işimize yarayacaktır.Hastalıkta, kaza belada v.b.

Yahu akçenin akı yerini kara paraya bıraktı.Kara para sözü bile yoktu o yıllarda. Çünkü zaten halkın çoğunluğu yoksul ve beş parasızdı. Nerden bulsun da saklasın? Bu kara para işine aklım ermiyor bir türlü ve nedense. Galiba büyük paraları vergi vermeden faizde tutmak.

Eski zamanlarda ak para, kara para yoktu ama, yastık altı vardı. Sonra sonra yani tefeciler kalkınca bankalar para işi için ortaya çıktı. Onların da zaman zaman tefecileri andıran yanları var gibi geliyor bana.

Ben diyorum ki; ayakları uzatıp yorulacağımıza yorganı uzatsak daha

ORALARDA

Mevsimsiz bir yılın baharından

Azala azala uzuyor ayrılığın

Önce uçup gitti bir kelebek

Sonra kuşlar azaldı azala azala

Azalırken kuşlar Bakışlarımızdan

Bir kuraklık sızıyordu içeri

Önce o esintilerdi uzaklardan el eder

Parmak uçlarıma değen rüzgara

Elbette alıcı, kesin yakıcı

Bir tutam su, Bir yudum güneş Var

Bir rüzgar beklerken oralarda

Yüreklerden engine uzar ovalar

Vizeli N.T

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.