Bugün, içinde yaşadığımız toplumda ve özellikle kentimizde eleştiriyi algılama kültürü ne yazık ki gereğince gelişmemiş.

Eleştiri, kişisel gelişmenin , başkalarını da geliştirmenin en etkili yolu ve yöntemi olduğu gibi yöneticilerimize yanlışı ve doğruyu gösterme imkanı da sağlar.

Eleştiri, karşısındakini yakmak, yıkmak, bitirmek amacıyla değil, yol göstermek, moral ve ilham vermek amacıyla yapılmalıdır.

Eleştiri, dozunda ve terbiye sınırları içerisinde yapılırsa bundan kent idaresi açısından da çok önemli faydalar olur.

Yöneticiler, yapılan bu tür eleştirilerden yararlanmasını bilirlerse hem kendileri için, hem kentimiz ve toplum için yararlı sonuçlar ortaya çıkar.

Her nedense yaşadığımız kentte, kamu ve özel sektörün başındaki yöneticiler ile  siyasetçilerin eleştiriye hiç tahammülleri yok.

Eleştirilerde zaman zaman dozun arttığı, seviyenin düştüğü durumlar olabildiği gibi, gerek kamu, gerek özel kurum yöneticileri, gerekse de siyasetçilerin yapılan haklı ve uyarıcı eleştirilere tahammül sınırlarının giderek daraldığını ve nezaket dışı bir üslupla karşılık bulduğunu görüyoruz.

Ne zaman yaptıkları iş ya da icraatların eksik-yanlış tarafları söylense veya yazılsa kızıyor, küsüyor ve gereksiz tepkiler veriyorlar.

Oysa ki, eleştiriyi anlamayı ve eğer yerindeyse bunu uygulamayı düşünmeleri hem kendi pozisyonları hem de kent için daha faydalı olacaktır.

Kentlerde icracı kurumlar bellidir.

Vali, Belediye Başkanı, Oda Başkanları, Kurum Müdürleri…

Bu tür kurumlarda yöneticilik yapan kişilerin, eleştiriden rahatsız olma lüksü olmamalıdır.

Bahsettiğim bu yöneticilerin etrafında sürekli kendilerini pohpohlayan, ‘efendim çok güzel yaptınız’, ‘sizden başkası asla yapamazdı’, ‘mükemmel olmuş’ gibi ifadelerde bulunan kişiler olduğu için, yöneticiler yaptıkları her işin mükemmel olduğunu düşünmekte ve en küçük yapıcı dahi olsa eleştiride küplere binmektedirler.

Kendi adıma konuşmam gerekirse, benim de yönetici olarak başında olduğum özel hastane, otel, gazete ve birçok alanda işlerim var.

Bu kurumlarda verilen hizmetlerde, eksik-yanlış olabilir.

Vatandaş aldığı hizmetten memnun kalmayabilir, eksik olduğunu düşünebilir.

Vatandaş, bu tür eksikliği, ya da olumlu düşüncesini kurum yöneticileriyle kesinlikle paylaşmalıdır.

Bu tür konuların söylenmemesini yanlış bulanlardanım.

Eleştiri, iftira ya da yalan beyan olmadığı sürece söylenmelidir. Hele ki eşimiz, dostumuz seviyesindeki kişiler bunları kesinlikle bize iletmelidirler.

Kendi adıma söylemek gerekirse, yanlış yapanlara her zaman dokunacağız, eğer bir yanlış yaparsak bize de dokunsunlar.

Sonuç olarak olumlu ya da olumsuz eleştiri yaptığınız işin, projenin toplumda doğru olarak karşılığını bulması noktasında çok önemlidir.

Yoksa toplumda karşılık  bulmayan fakat etrafınızdaki avaneler tarafından bolca alkışlanan projeler ve işler yapmaya devam edersiniz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.