Elimde avucumda soğuk ve ayaza rağmen kar buz yok. Uzaklar da belki de tuzaklarda olabilir, şimdilik. Nasıl, nerden, ve gelecek, belli değil Bir Mezopotamya rüzgarı yeni bir dalgayla, ortalığı karıştırabilir.Bu yakınmalar karlarla birlikte erimiş ve bir gölete, oradan da

bir denize sürüklenmiştir belki de.. Ortadoğu denizi çalkalanıp durmakta, çok uzaklarda gemiler var ama rotası belli değil. Halkların gücüne dalga malga dayanmıyor anlaşılan. Küller üflendikçe korlar çıkar ortaya gibi görünüyor uzaktaki ufuktan.

Doğanın saçları yeniden beyazlanacak belki de. Belki de yeniden kaşı, gözü, kirpiği buzlanacak. Dünya donma tehlikesi geçirebilir. Buz dağları etkilenebilir. İçimizdeki eğitilmemiş yaban her an dişlerini gösterebilir. Bunun yeri, yuırdu da belli olmaz.

Çok uzaklardan bir gemi geçiyor sanki.. İçinde sanatçı var mı diye meraklandım ama yok mu? Derebeyler, diktatörler, katiller, mafya, çete ve terörist doldurmuşlar. Kaptan da onlardan. Böyle anlarda kıyıya kuleler dikiyorum. Ama o gizemli geminin yarattığı dalgalar. Gelip yıkıyor kulelerimi.

Uzaklara bakıyorum sonra. O gemi o gemiler çoktan geçip gitmiş. Yapayalnızım şimdi. Şarkılar yok, şiirler alıp başını gitmiş. Kum kum kum…

Çöl ortasında mıyım ne?

Akıl sır ermiyor bu dünya’nın işine, gidişine, Göçler, bombalar, yangınlar, doğal afetler, savaşlar… Ben bunları yaşamak için mi geldim dünyaya..

Ama yine yaşanası, yine yaşanası…

Bir ürperti gelip kondu sonra sonra yamacıma.Çocukluktan kalma bir korku yerleşti odalarıma. Inanamadığım halde kıyameti, daha doğrusu dünyanın sonunu düşündüm. Var mı, yok mu yok olacak mı olmayacak mı sorusu? İrikıyım iri kıyım büyüdü.

Son diktatörlerin acımasız tavırlarını duydukça irkildim. Kaddafi’nin yok etmeye çalıştığı Libya halkına acıdım, üzüldüm.İşte o megolaman Atatürk’ü hiç sevmezmiş.Atatürk’ün ayak izi bile değilken. Artık o da yok işte…

Çok uzaklarda bir gemi işte. Kendini yok edecekmiş gibi rotası…

Düşler bitesi değil. Ucundan tatsan sonu gelmez. Kuyruğundan yakalasan başını bulamazsın. Tatlıdır düş kurmaz. Hazzın doruklarından hüznün çıkmazlarına sürükler insanı.

Ünlü ozanımız: “İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar” demiş. Bunu laf olsun diye söylediğini sanmıyorum. Yorum içinde yorum. Demek ki artık yaşlanıyorum.”Yaşlı ve yaslı “ olmak..İyi mi güzel mi?

Her yaşın kendine göre güzelliği var deseler de inanmam. Ben, bir güzelliğini göremedim henüz. Ama oturup ağlayacak halim de yok. Neyse o. İnsan sağlıklı olsun , kimseye muhtaç olmasın… Yeter de artar bile.

Boş boş oturmak insanı tinsel yönden hasta edebilir. Uğraşı her zaman iyidir. Yeter ki sevdiğin,

haz duyduğun uğraşlara gönül verebilmek.

Uzayda olabilsek diyorum bazen ya da göğün en uzaklarında bir yıldız?

Eeee… yeter bu kadar saçmalık.

Düşler iyidir güzeldir ama karın doyurmaz…

DÜŞ

Düş bu ya!

Mayın mayın

Sevgi döşenmiş sınırlar

Barış bayrakları kanat kanat göklerde

Çekilmiş kozasına yalan yanlış

Yolumuzdur uygarlık

Düş bu ya!

Kötülük tencere dibinde kara

Aymazlık uçtu uçtu

Havalar ne kış, ne kar

Bölüşünce bir dilim ekmeği, milyarlar…

N.T

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.