Edirne halkı düşman işgalinden son kez kurtulduğu 25 Kasım 1922 gününü hiç unutmaz. Son asırda, Rusların,Bulgarların,Yunanlıların işgaline uğrayan Edirne halkı özgürlük ve bağımsızlığın önemini herkesten çok iyi bilir.
Böyle milli kutlama günlerine büyük ilgi gösterir. Ülkemizin çoğu yerinde Edirne gibi kurtuluş günü böyle coşku,halkın geniş katılımı ile kutlanmaz.
Edirneliler atalarının o günlerde çekilen çilelerin ,işkencelerin anılarını dinleyerek büyüdü. Sarayiçine kapatılan aç susuz bırakılıp,ağaç kabuklarını yemek zorunda kalan büyük bölümü yaşamını yitiren atalarımız her Edirnelinin ortak hatırasıdır.
Rusların işgali, ardından Balkan harbi ile Bulgar zalimi,en sonunda Yunan işgali Edirnelilerin her evinde acı hatıralar bırakmıştır.Bu acılar yöre halkının bağımsızlık ve cumhuriyete olan bağımlılığını pekiştirmiştir.Ulusal bayram günlerinde Edirne halkı her işini bırakıp bayram kutlama törenlerine katılır.
Evlerine bayrak asar.Böyle değişmez bir sevgidir Edirneliler için bağımsızlık ve özgürlük sevgisi.
Uzun yıllar düşman zulmü görmenin sonucu olarak bu demokrasi ve bağımsızlık tutkusu halkın kalbinde yer etmiştir.
Bugün de yüz yıl öncesi yaşanan heyecan ve coşku Edirnelilerce bir kez daha yaşanıyor. Bu coşku bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da değişmez sevgi olacaktır. Bu duygularla Tüm Edirne halkımızın bu ortak coşkulu,mutlu gününü kutlarım.
-------------------
GAZETECİLER CEMİYET BAŞKANLARI ZİYARET TURUNDA
Basınımızı temsil eden sayıları bir elin parmağını aşan yerel basın temsilcilerinin bazılarının , basında sorunların artığı günlerde sesi soluğu çıkmazken bazıları ise yeni göreve gelen kuruluşlara ziyaretlerini sürdürüyor.
Kuşkusuz bu ziyaretler önemlidir..Böylece basının sorunlarını o kurum temsilcilerine aktarmış olurlar.
Yalnız cemiyet sorumlularının bu görevleri yanında bölge sorunları konusunda da tavır sergilemeleri görüşlerini belirtmeleri gerekmez mi?
Diğer taraftan yöresel basın mensuplarımızın mesleki sorunları var .Yaşam koşulları her geçen gün zorlaşıyor.
Mahalli basının girdi fiyatlarının yükselmesinin faturası çoğu zaman basın çalışanlarına çıkıyor,işlerinden oluyorlar.
Bazı basın mensubu arkadaşlarımız basın çalışanlarının sendikalaşmasından söz ediyor.İşverenler karşısında sendikalaşmak,özellikle basın mensupları arasında bunu gerçekleştirmek daha da zor.Bu ancak basın çalışanlarının ortak kararlılığı ile çözümlenir.
Meslek kurum temsilcilerinin bu konuda tavırları nedir bilmiyorum.Kulislerde devam eden sendikalaşma fikrine önderlik edecek bir kurum temsilcisi olursa mahalli basına büyük hizmet vermiş olur.
Günübirlik işlerle yetinen sesi soluğu çıkmayan cemiyet mensuplarımız bu konuda ne düşünüyor acaba..
--------------
FIKRA
NEYİ GÖRMEMİŞ
Bir şoför, kullandığı taksi ile yolda ”Sağa dönülmez “ işaretine rağmen yoldan sağa saptığı sırada trafik polisinin bir biri ardına çalan düdük sesi sonucu biraz yavaşladı, Sonra yolun kenarına çekilerek aracını durdurdu.Trafik polisi yanına gelerek sert bir ifade ile:
“Trafik levhasını görmediniz mi.?
Şoför, suçlu olduğunu kabul etmenin duygusu içinde itirafta bulundu:
“Görmesini gördüm de sizi görmedim memur bey…”