Süreyya ERYAŞAR’LA uzun süren dostluğumuz vardı. O aynı zamanda eğitimciliğinin yanı sıra:
Ressamdı. Bu konuda tablolarından oluşan sergiler açmıştı. Onu andığımız 13 Ocakta Bu tablolarının bir bölümü Atatürk Kültür Merkezinde de sergilendi.
Şair ve yazardı, üç kitap sahibiydi aynı zamanda. Varlık Dergisi’nde yayımlanmıştı. Ayrıca Türk Sanat Müziği dalında besteler yapmış, Bunlardan birini Necdet Tokatlıoğlu bir plağında okumuştu. Aile ve arkadaş bu bestelerini okurdu. O’nu andığımız gün Başkan Ender Biların Salonun duvarına yansıttığı görüntüler ilginçti.
Yönetici ve Sunucuydu. Yakın il ve ilçelerde konferanslar düzenlemiş, Bazı dersaneler ve kurslar açarak çalışkanlığını kanıtlamıştır.
En sonunda İstanbul’a taşındılar. Orada da kendi adına özel bir okul açıverdi. Yıllarca çalıştı.
Ne yazık ki İstanbul depreminde Kızını, damadını kaybetti. Bir süre sonra hastalandığını duyduk. Daha sonra kalp ameliyatı oldu. Bir süre sonra da hayatını yitirdi. Çok üzüldük, ama ne yazık ki korona yüzünden İstanbul’da toprağa verilen dostumuzun cenazesinde bile bulunamadık.
KONUŞMACILAR:
Ender BİLAR (Başkan)
Necdet TEZCAN
Ercan ERYAŞAR
Özlem AĞIRGAN
Halil TÜRKAN
Her konuşmacı anılarını, yaşantılarını sundu. Oğlunun ve torununun İstanbullardan kalkıp gelmeleri de ayrı bir renk kattı programa.
Hele 25 kadar izleyicinin dikkatle izlemeleri olağanüstü idi.
Böylece Unutulmayacak Eryaşar’ı bir kez daha anmış olduk.
Her ayın ikinci haftasında yapılan bu tür izlenceler bir engel çıkmzsa sürecek. Organize de emeği geçenleri kutluyor ve teşekkür ediyoruk.
Vesileyle S.Eryaşarı’ Hayata vedaından sonra yazdığım yazımı da eklemek istiyorum. Kendisine rahmet diliyor, yakınları ve sevenlerine sabırlar…
VE Varlık Dergisi’de (1968)yayımlanan bir şiiri:
UNUTMAK
Unutmak bir çiçek olsaydı
Bu yaşa kalır mıydı böyle yalnız
Çiçekçi kız
Anılar çöreklendi mi bir
Gecelerleyin sınırsız
Ezdimi yüreğimizi deniz:
Unutmak bir gök olsaydı şimdi
Ya da bir tarla yıldız
Unutmak bir renk olsaydı
Bir görseydik duvarlarınızı
Nasıl boyardınız
VARLIK, Haziran 1968
Ve İşte vefatından kısa bir süre sonra yazdığım yazı:
SÜREYYA ERYAŞAR’I DA UĞURLADIK…
Tanıştığımız, birlikte olduğumuz o güzel günler aklıma geldikçe, üzüntüm daha da artmakta, katlanmaktadır. Ve Süreyya ERŞAYAR içimde artan bir hızla çoğalmakta.
Emekli olduktan sonra da eğitime hizmet çabaları sürmüş, dershaneler, özel okullar, kurslar açarak hizmetlerini sürdürmüştür. Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurucusu olup, Başkanlığını yapan da odur.
Ancak, 1999 depremi onun elinden kızını ve damadını almış; büyük üzüntülerle yaşamını sürdürmüştür. O zamanlar İstanbul’da bir özel okul açmış, yöneticiliğini yapmaktaydı.
Bunlar yetmiyormuş gibi büyük bir kalp krizi geçirmiş, ameliyat olarak sağlığına kavuşturulmuş, Ama bir türlü eski sağlığına tam olarak kavuşamamıştı.
Bu arada eşi, Kamuran Hanım’da sağlık sorunlarıyla baş başa kalmıştı.
Demek ki; bu kadarmış!...
28.Ekim. öğleye doğru oğlu Ercan haberi verdi. İstanbul’da defnedileceğini bildirdi. Çok istediğim halde cenazesinde bulunamadım.
Eryaşar, öğretmenliğinin yanı sıra çok yönlü bir sanatçıydı.
Ressamdı,
Şair ve yazardı,
Besteciydi,
Sunucu ve konuşmacıydı…
Kaç kez kişisel resim ve şiir sergileri açmış, ünlü yazar ve şairleri davet ederek izlenceler düzenlemişti. Şiir sergilerinde birlikte olmuş, yine birlikte çıkardığımız DAMLA Dergisi’nin sürdürülmesinde öncülük etmişti. Uluğ Turanlıoğlu Hocamız’da işin başındaydı. Şiir dinletileri ya da O’Nu buluşmalarını başlatmış, ve sürdürmüştük. Mehmet Ağırgan ve eşi Özlem Hanım organize edenlerin arasındaydı. Bu şiir buluşmaları ya da söyleşileri yine sürmektedir.
Onunla, arkadaşlığımız, dostluğumuz ailece buluşmalarımız hep sürdü.. İstanbul’a gittikten sonra bile gidip gelmelerimiz, telefon görüşmelerimiz hep sürdü. Hatta ölüm haberinden bir hafta önce bizi aramış, söyletmiştik. Belediyemiz onun adını da uygun bir sakağa ya da caddeye vermek isteyebilir diye düşünmek istiyorum. Onu unutmak bence ya da benim açımdan olası değil. Adını yaşatmaksa hepimizin ödevi olmalı.
Eryaşar 1939 Mecitözü doğumlu. Şiirleri Varlık Dergisinde olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerde yayımlandı.Işıklar içinde uyu benim en iyi dostum. Kalanlara sabır…
Bir şiiri:
ÜLKE
Sen koca ülkem üstünde büyüdüğüm
Damarları bıçaklanmış sen Anadolu’m
Bir harita ol ne olur sınır sınır da
Göster uçsuz bucaksız genişliklerinde koştuğumuz
Darlığını
Sen çileli ülkem üstünde süründüğüm
Ne olur bir saz ol yanık ellere
Türkü türkü çağır kuşat kişilerimi
De ki ben size bıçak değilim
Göster analığını
Sen yoksul ülkem üstünde döğündüğüm
Bir mazı ol kağnılarıma ne olur
Ha dedikçe direnen yokuşlarda
İnle dur doyuncaya dek ölülere bile
Varlığını
Ben de bir kulak olayım kusursuz
Ellerim ıslansın sağırlığımdan
Varlık. Şubat 1964 (Beşpınar’dan)