Ekranlar nitelik olarak çoğaldıkça içerik olarak yoksullaşmakta , vur patlasın , çal oynasına dönüşmekte…

En başta inanç yayınları… Günde 24 saat süren bu söylemler çok zaman içeriksiz, gelişigüzel seçilmiş kişilerin elinde. Neyi ne kadar doğru söyledikleri, doğru yorumladıklar belli değil, belki de denetimsiz. Yayın yapanların çoğu bu yolda. Ve sayıca oldukça kalabalık.

Hele nutuk çekenlerin bu konuda ne denli yetkin oldukları belli değil. Bu durum kıyafetlerinden bile belli oluyor neredeyse. Bu belki önemli değil, ancak sinek küçük benzetmesine dönüşebilir.

Oysa benim bildiğim kadarıyla ibadet, ibadethanelerde yapılır, uygulanır. Zorunlu haller dışında ibadetin yeri ve yurdu camilerdir.

Her şeyin yerinde, yeteri kadar ve zamanında yapılması her konuda doğru değil mi? Yurdumuzun her yerinde var olan camilerimiz ne güne durmakta? Üstelik kutsal değerlerin önemi elbette iyi bilmek ve kavramak ne denli önemli değil mi?

Hele işin içinde sömürü ve gösterişe dönük çabalar inançların özüne ve yapısına asla uygun olamaz, kanısındayım.

Radyolarda da aynı senaryo, sürüp gitmekte. Bu söylemlerin yayında yapılan dinsel reklamlar da galiba işin tuzu biberi.

Gelelim en çok reyting yapan Survivor olayına.

Önce isim göze batıyor. Yahu, bunun Türkçesi yok mu? Dilimizi hiçe saymak hoş mu? Yoksa bile bulunabilir.

Yapıldığı yer Dominik Cumhuriyetinde imiş. Yahu! Daha yakınlarda, özellikle ülkemizde ya da çevresinde ada mı yok? Bu denli uzaklarda yer aramak olacak iş mi?

Neyse ki ikinci bölüm KKTC’de yapılacakmış. Demek ki yakınlarımızda da böyle yer ya da yerler var.

Seçilenler sonra: nasıl ve neye göre seçilmekte?

En önemlisi de o denli masraf nereden ya da nerelerden sağlanıyor?

Merak işte..Ceplerimizden olmasın da..

Kültürümüzü varsıllaştıran, koruyan güzelliklerin yansıtılması uygun ve gerekli değil mi sizce?..

Oyunlar. O oyunlar tam çocuklar için ve tümüyle tüketime yönelik. Bir kişiye verilecek ikramiye de köşeyi döndürecek cinstenmiş.

Bu boş oyunlar yerine dişe dokunur bir şeyler de yapılamaz mı?

Ben olsam bu yarışmacılara, çapa çapalattırır, meyve toplatırdım. Bari bir işe yarardı.

Bunların tümü fasa fiso..

Nedense boş işleri severiz.

Kopya çekmek,hazıra konmak, beleşten cep doldurmak tam bize göre yaniciğime!..

Keşke oyun havaları da devreye girseydi. Ne göbek dansları izlerdik, neşemiz gelirdi en azından.

Çünkü bazı ekranlar eski Sulukule gibi. Göbekçiler, yarı çıplak bacak spor,ve köçekler. Yani oynayan oynayana… Köçekler, kadın kıyafetiyle oryantal yapan erkekler. Bizim kültürümüze yakışır mı? Sanmıyorum.

Başka işimiz de kalmadı ki zaten.

Gidip de ağaç mı diksin, kendini onurlu sananlar? Beleşe konmak varken.

Göze çarpanlar, yansıyanlar elbette bu kadar değil. Ekranları bile kendimize benzettik.

Kültür değerlerimizi bu denli yıpratıp iki paralık etmemizin bizi nerelere götüreceği belli, anlayan varsa tabii…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.