VE TEKİRDAĞ KÖFTESİ (Kendimin kendime Mektubu)
Nisan’ın 16-17’si Tekirdağda’yız. “Neden Tekirdağda’yız diye soruyorsunuz sanki. Siz sora durun, ben kendime sormaya başladım bile.
İlk akla gelen Tekirdağ köftesi ve rakısı oldu Gerçekten de içimiz dışımız Tekirdağ Köftesi oldu.
Ancak yalnız bunlar için bu pahalılıkta gidilir mi oralara? Elbette gidilmez.
16 Nisanda şiir şöleni vardı. İl düzeyinde düzenlenen ve kültür Müdürlüğü ile Milli Eğitim Müdürlüğünce organize edilen şiir şölenine onlarca şair ve izleyici katıldı.
Önce TKM (Tekirdağ Kültür Merkezi) salonunda bir program yapıldı. Bu program ve konuk ozanlar şiirleriyle renk kattı.
Şarkıların da söylendiği programda , D amla, Kiraz ve Ana Dergisinin şairleri yer aldı genelde…
Zaman zaman feminizim morluğuna uzanan bakışlar, edinilen söyleşiler , martı çığlıkları izlencenin güzelliğine güzellik kattı.
Kültür Müdürü Sayın Kenan Oflaz büyük bir istek ve mutlulukla koşturup durdu. Adlarını anımsayamadığım diğer görevliler ellerinden geleni yeterince yaptılar, zevkle, sevecenlikle. Bu unutulmaz gün, bu unutulmayacak yaşantı kesiti uzun zaman çıkınımızın bir yerinde saklanacak sanıyorum.
17 Nisan’ı çok kişi bilir. Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümü. Bu izlence de TKM’nin bar denen beşinci katında yapıldı. Mehmet Başaran ve öteki köy Enstitülüler oradaydı. Çoğunun saçı beyazlamış delikanlılardaki coşku ve canlılık beni etkiledi doğrusu.
Program; bazı özel kuruluşların Eğit-Sen ve Eğit-İş’in işbirliğinde düzenlenmişti. M.Başaran ve arkadaşları geldiğinde ve izlence başladığında salonda çıt yoktu. Büyük bir canlılık ve coşku ile izlendi okunan şiirler ve konuşmalar. İzlence sona erdinde herkes yerinde oturuyordu. Kimsenin canı kalkmak istemiyordu. Denizin (bu salondan bakınca)görüntüsü daha güzel ve etkileyiciydi.,
“Ne iyi ettiniz de geldiniz” dediler. Tümümüze. Bizler de onlara “Ne iyi ettik de geldik dedik.
Ufak tefek eğrilikler olmadı değil. “Bu kadar kusur kadı kızında bile olur,” diyerek olan bitenini içten bir coşkuyla sevdik, bağrımıza bastık, sağ olsunlar.
Dönerken bir kez daha” Ne iyi ettik de gelmişiz” deyişini orada bıraktık.
ŞİİR FİDANI
Hep şiir fidanı ekmeye çalışmıştı çocukluğum
Emekleyen barışın güz topraklarına
Yürek dolusu bebekler ve ninniler
Bir beşikte odaya sığdırarak ılıman kışı
Hep daha çabuk, bulutsuz mavilerle
Koşmuştum Ay yuvarlağının peşinden
Renkli mutlulukluklar avuç avuç şırıl şırıl
Kurnalaradan su içen ve yıkanan kuşlar
Sonra sonra yeşile gerildi yüzü ağaçların
Güneşin bir ucundan bakarken pencereme
Devşire devşire duyduk acının özetini ömrün
Özü kurtlu meyvelerin albenili görüntüsü
Ne derseniz deyin bu fidan elbette yeşerecek
Bu fidan elbette ormana dönüşecek
N.Tezcan(ESİNCE yapıtımdan)
