Bu başlıktan sonra hangi cümle mi gelmeli ?
Çok basit ve gerçek.
Şanssız deyin,bahtsız deyin,söz verip de yerine getirmeyen yöneticilerin kurbanı deyin,can çekişen tarih deyin.Deyin Allah deyin işte.
Bir zamanlar gerek doğanın,gerekse insanların sayısız tarihi yapıyı yok ettiği gibi birçok badireleri atlatarak bu günlere ulaşmış Tunca Nehri kıyısındaki bu yalı Camii ve minaresi hala yok olmama mücadelesini sürdürmeye çalışıyor.
Padişah ve erkanının kayıklarla Saraydan gelip namaz kıldığı bu tarihi Camimiz ile ilgili birçok köşe yazıları yadım, haberler yaptım.
1961-64 yılları arasında Erkek İlk öğretmen Okulunda öğrenci iken sevgili Resim Öğretmenimiz Tayyip Yılmaz hocam ile defalarca sınıf olarak gelip resmini yaptığımız bu Cami ayni zamanda Kayın pederimin evinin hemen yanında oluşu nedeniyle de çok sık temas halinde olduğum bir tarihi yapıdır ve beni bu nedenle de çok fazla ilgilendirir.
Geçenlerde Edirne basının da birçok gazetede bu Camimiz ile ilgili haberler görünce muhabir kardeşlerimin bu konunun yeniden gündeme gelmesi gerektiğini bana da hatırlatmış oldular.
2013 yılından bu yana belki beş kez Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem'in verdiği onarım sözlerinin yerine getirileceğine inanarak açıklama yapan Bölge Müdürü Osman Güneren de bir anlamda mahcubiyet yaşıyor.
Hani verdiğin sözler? sorusu Bölge müdürüne soruluyor çünkü.
Ama devlet çarkı böyle işte.
Bakan Genel Müdüre,Genel Müdür Bölge Müdürüne müjdeler verir ama gerçekleşmeyince yereldeki yönetici zor durumda kalır.
Osman Güneren bunu yaşıyor şu anda.
Nehir taşkınları nedeniyle 1954 yılından bu yana ibadet yapılamayan ve atıl durumda ve bakımsız olduğu için de büyük tahribat yaşamış olan Evliya Kasım Paşa Cami inin yükseltilerek taşkınlardan korunması fikri kabul edilmiş olmalı ki, Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren bir açıklama yaparak bu müjdeyi verdi.Tam bir yıl önce Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem Edirne ziyareti sırasında bu konuda bir açıklama yaparak bu projeyi gerçekleştirmek istediklerini ama bilimsel olarak uygun görülmesi halinde bunun mümkün olacağını söylemişti.
Genel Müdür Ertem o zaman şu açıklamayı yapmıştı;"Tunca ve Meriç Nehirlerinin su debilerinin yükselmesi sonucu sular altında kalan tarihi Evliya Kasımpaşa Camii’nin kaderinin değiştirmek için Türkiye’de bir ilki denemeyi düşünüyoruz. Camii bulunduğu seviyeden hiç söküm yapmadan, hiç bozmadan tamamen bilimsel metotlarla yükseltilmesi, altının da dolguyla doldurulması projesi için şu an da çalışıyoruz" demişti.
Ayni konu ile ilgili yine bir açıklama yapan Vakıflar Bölge Müdür Osman Güneren Evliya Kasım Paşa Camii ile ilgili yaptığı açıklamasında Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılacak restorasyon kapsamında 3 metre yükseltileceğini,Taşkın sularının camiyi etkilemeyeceği seviyede yükseltilerek, Edirne'ye yakışan bir köprü ile camiye ulaşımın sağlayacağını söylemişti.
Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren,yine 2017 yılında şu açıklamayı yapmıştı;“Tunca Nehri'nde seddenin içinde ve su taşkınlarına maruz kalıyor. Evliya Kasımpaşa Cami'ni yerinde korumaya ve yerinde ibadete açmaya yönelik bir proje geliştirmiş vaziyetteyiz. Yerinde yükselterek gerekli peyzaj çevre düzenlemesini yaparak 1954 yılında bu yana kapalı olan Evliya Kasımpaşa Cami'ni de inşallah ibadete açacağız. Nehir kenarında olması nedeniyle önemli bir alan olacağını düşünüyorum. Farklı bir teknikle yükselterek yerinde korunması nedeniyle önemli bir uygulama olacağı düşüncesindeyim. Türkiye'de yerinde yükseltme yöntemiyle daha önceden yapılmamış Camii de ibadete açarak Edirne'ye, Edirne turizmine kazandırmayı hedefliyoruz."
Bu açıklamayı da köşe yazısı olarak yayınlamış ve sonunu şöyle noktalamıştım;"Bende yürekten İNŞALLAH diyorum."
Ve yine İNŞALLAH diyorum.
