Paçavra hastalığı tam yeni yıla girerken beni de yakaladı. Herkesin yaşadıklarını ben de ve bir kez daha yaşadım, yaşıyorum.

O arada dönüş için yerlerimizi ayırtmıştık. Edirne’den İzmir’e gündüz sefer vardı  ve bizde onunla gitmiştik. Ama ne yazık ki İzmir’den Edirne’ye araba çok ama hepsi gece. Gündüz yok.

Demek ki çok kişi gece yolculuğunu tercih etmekte. Biz de zorunlu olarak gece çıktık yollara. Ve araba tıklım tıklımdı.

Gribin yorgunluğuna bir de uykusuzluk ve yol yorgunluğu d eklenince 9 saat süren yolculuk bizi turşuya çevirmişti.

Edirne İzmir’e göre daha soğuk ve ser bir kışı yaşıyordu. Gece eksilere düşen sıcaklıklar buzlanmaya ve dona yol açmaktaydı Zaten Uzunköprü Havsa arasında yol kenarlarında kar öbekleri henüz erimemişti.

Sabah yedi gibi arabadan inerken buz gibi bir hava ile karşılaştık. Balkanlar’dan gelen poyraz, Karadeniz’den boşalan Karayel in   kesiştiği yerdeydik sanki. Zaten bilindiği gibi, Trakya’nın kışı, ünlüdür.

Gece yolculuğunu zorunluk dışında eşim de ben de sevmeyiz. Bize göre aydınlığın sunduğu görüntüler, yolculukta en iyi oyalanma şekli bize göre.

Yani Yılbaşı gecesi burada değildik. Arayan soran olmuştur, diye belirtmeyi uygun buldum.

İzmir’den kalkan on arabasına yerleştiğimizde , yolculuğun başladığı duyguyu yakalamıştık. Böyle uzun uzun beklemekte can sıkıcı doğrusu.

Yol boyunca gördüğümüz ışık dizgileri Farların yaydıkları Yanıp sönenler, sönüp yananlar, uzayıp giden tren yollarını andırmakta.

Barışı çağrıştıran zeytin dalları ve dopanın binbir güzelliği karanlığın içinde kalmış hep.

Gece yolculuğunda insan, uyuyabilmeli ki zaman daha çabuk geçsin.

Ana artık nerde o günler nerde?

Her yolcunun önünde minik TV’ler olsa da cazibesini yitirmiş hepsi de.İlk mola, yine Ayvalık yakınlarında  bir tesis de verildi. Bir çay içtim, boğazımının yangını geçer  sanmıştım ama yanılmışım.                       Gece yolculuğu zamandan da kazandırır. Ancak emekli olduktan sonra,  bunun da önemi  kalmadı.

Oysa gençliğimizde şöyle yada böyle de olsa uyur  yorgun argın kalkmazdık.

Gene de iyi geçti yolculuğumuz.

Umarım yeni yılda en az böyle geçer..

Eve gelir gelmez uyku formatına geçtik hemen.

Yeni yıla biz de yeni bir şiirle girelim…

BUDAK

Meşe rengi rüzgarı ve Istıranca esiniyle

Koşuyor tepe tepe  dağlarında kışın karı

Yoktuk yoksulduk onurumuzla yetinirdik

Şimdi o olmazların  yarım kalanlarına talim

Poyraz havası  karınca yuvaları örnekleri

Budaklı dalları budak budak kontür memeli

Aşkın asasını yontarak paylaştık yok öreni

Dalga köpük dalgalar  sürüklerken özlemleri

Dönüp baktığımda dönekler dümende

Rumeli kavağı denli Tuna öksürüklü

Önümde ışıkları sönük son kakşak karadelik

Ne denli seversen sev, sonumuz belli

Teğet geçen beklentimin kırsalıyım ben

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.