Son ayların en önemli sorununu her şey bir yana halkın geçim sıkıntısı oluşturuyor.

Özellikle dar gelirliler bu sıkıntıyı aşmak için zorunlu ihtiyaçlarından vazgeçip çoluk çocuğunun nafakasını sağlama peşine düşüyor. Bakıyorsunuz marketlerde halkın zorunlu ihtiyaç ürünlerinde küçük bir fiyat indirimi oluyor. Halk bakıyorsunuz soğuğa aldırmadan o ürünü almak için uzun süre sırada bekliyor.

"Bu yaşıma geldim bu denli geçim sıkıntısı yaşamadım" diyen elinde pazar arabasının içinde bir demet pırasa ve lahana alarak evine dönen emekli vatandaşımızın bu haline üzülmemek mümkün mü?

Yıllarca çalış, hizmet yap, yaşlılığında rahat etmek için çaba harca sonunda aldığın emekli maaşı ile evinin çok zorunlu ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak duruma düş. Soğuğa rağmen yüksek

kalorifer parası ödememek için evinde kat kat giyinip oturmak zorunda kal. "aman elektrik parası çok gelmesin" diye elektrik tasarrufu için karanlıkta otur

Bu Allah'tan reva mı.? Bizim ülkemiz insanları bu denli zor durumda ancak savaş zamanında düşmüş. Ülkemiz için şu anda henüz böyle bir tehlike olmamasına rağmen çevremizdeki savaştan en çok etkilenen, dara düşen ülke olmamız ülke yöneticileri için uyarıcı olmalı.

Bu tür durumları dikkate alarak, yöneticilerimiz halkın geçimini rahatlıkla sağlama imkanı yaratmalı.

Temel gıda ürünlerinde bir süre öncesine kadar sıkıntı yaşamayan Türkiye bugün neden tüm tarım ürünlerine dışa bağımlı hale geldi.?

Ülkemizin içine düştüğü bu açmaz yetkililerce enine boyuna tartışılmalı. Gerçekleşmeyecek vaatler ve bunun nedenini gerçekle bağdaşmayan sebeplere bağlayarak bu önemli sorun giderilmez.

Nitekim giderilemediği de ortada. Nafakasını teminde zorluk yaşanan bir toplum nasıl sağlıklı olsun? Özellikle ölümcül mikrobu başımızdan def edemediğimiz bir zamanda insanlarımız geçim sıkıntısı yaşıyorsa bunun sonu nereye varır.?

Bu sıkıntı aileler arasında sorunları da tetikler hale getirdiğini medyadaki haberlerden de öğreniyoruz. Karnı doymayan evinin ihtiyacını karşılayamayan insanlar nasıl huzurlu olsun.?

  1. yazık ki bugün en acil olarak çözümlenmesi gereken sorun toplumun geçim derdi sorunudur. Onun dışında siyasilerin palavraları, birbiriyle dalaşmalarına toplum ilgi duymuyor. Ülkenin gündem konusu halkın geçim derdi olmalı.

-----------------

İKİ BACAKLI UÇMAYAN KUŞ

Bilindiği gibi ilimizin bazı yerinde Balkan şivesi ile konuşulur. Bu her yöre için geçerlidir. Örneğin Trakyalı dendiğinde insanlarımız "üc bej" olarak tarif edilir. Yine bölge halkımızın bazıları konuşmalarında "H" harfini kullanmaz.

Trakya kökenli Üsmen aga çocuğuna bir soru sorar. "Süle bakalım Aşim iki bacaklı olup uçmaya kuş hangisidir?

Oğlu anında cevap verir " oroz, " baba der. Babası" bir başka yok mu? diye bir başka soru yöneltir. Çocuk biraz düşündükten sonra hindiyi "indi" der babası. "Elal olsun sana be Aşim" diye oğlunu kutlar.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.