Bugün harabe haline gelen köy okullarının faaliyette olduğu zamanlarda köylerimiz okula giden çocuklarla   çevresine neşe saçan öğrencileri ile bir başka güzeldi.

Şimdi okulu olmayan köyler suyu  kesilen değirmene dönmüş gibi.O zamanda milli bayram günü olduğunda okullar bayraklarla donatılırdı.Bayram kutlama törenlerine veliler de katılırdı.Bugün ise  okul olmadığı için köylüler İstiklal marşımızı hasret kaldı.Köylerimizde kaç yerde bayrağımız  dalgalanıyor.Öğretmenler ,özellikle köy enstitüsünden yetişen öğretmenler köylere ve köylülerin her sorununa  çare arar, ayrı bir  güven  oluştururdu .

Köy okulları bahçeleri çok  bakımlıydı.Öğretmenlerin halk arasında saygınlığı vardı.Bir sorunları olduğunda ilk olarak öğretmene danışırlardı.Köylüler arasındaki anlaşmazlıklarda öğretmenler  barışmalarını sağlardı.

En sağlıklı bilgiler öğretmenlerden alınırdı.Eğitimde yeni,uygulanan taşımalı sistemle  öğretime büyük darbe vuruldu.

En yararlı eğitimin  öğrencilerin ailelerine en yakın okulda yapılan eğitim olacağı gerçeği unutuldu.Köylerdeki  okullar halka  çok görüldü.Bugün bazıları yıkılan bazılarını  harabe halinde olan köy okullarını gördükçe  ilk öğrenimini köyde yapan biri, olarak  üzüntü duyuyorum.

Bakıyorum, şimdi bazılarının ayakları suya ermiş.Tekrar köy okullarının açılması gerektiğini savunuyorlar.Aradan bu kadar zaman geçtikten sonra köy okullarının eski duruma gelmesi çok zor.Ülkemizde Sadece ilk okullar değil  her kademede eğitimin kalitesi düştü.Bu alanda dünya sıralamasında  geri kalmış ülkeler arasında yer almamız Atamızın kemiklerini sızlatıyor.

Onun her zaman en çok güven duyduğu ,ülke geleceğini emanet edeceği gençlik maalesef yanlış  eğitim politikası sonucu  bu hale geldi.

 Eğitim  de tıpkı sağlık, politika, bazı sosyal haklar gibi paralı hale geldi.Eğitime güven duymayan aileler çocuklarını özel okullara vermek zorunda kalıyor.Eğitimin para ile sağlandığı bir ülkede bu imkanı  olmayanlara haksızlık olmuyor mu?

--------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?

İLK MİNDE GÜREŞİ 1900 YILINDA YAPILDI

Türkiye’de  ilk minder güreşi 1900 yılında yapıldı.O

 zamana kadar ülkemizde bilinmeyen bu güreş türü,Amerika ve Avrupa’ya giden,Koca Yusuf, Kurtdereli  Mehmet,Adalı Halil Filiz Nurullah,İlk dünya şampiyonumuz, Kara Ahmet gibi güreşçiler aracılığı ile Türkiye’de yaygınlaştı.

Gerçek anlamda minder güreşi 1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübünde uygulanmış ve Mazhar Kazancı,Ahmet Fetgeri Aşeni gibi genç Türk güreşçileri bir değer olarak ortaya çıkmıştır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.