Bugün ülkemizin en önemli sorunlarının başında gençlerimizin iş sorunu eğitimi, geleceklerine güvenle bakmaları sorunu gelmektedir.

Gençlerimiz en güzel yıllarını okul sıralarında geçirip geleceğini, garantiye almak için büyük gayret gösteriyor,zorluklara katlanıyor.

Ülkemizde genç nüfusumuz okullarını bitirmesinin ardından geçimlerini, sağlama iş bulmaları sorununa bugüne kadar bir türlü-çözüm bulunamıyor.Bu sorun gittikçe artarak devam ediyor,çözümsüz duruma geliyor.

Ülkede çok üniversite açmakla övünenlerin, okullarını bitiren gençlere iş bulmalarına da destek sağlamaları, istihdam yaratmaları gerekmez mi?.

Türkiye ,Avrupa’da en çok genç nüfusuna sahip bir ülke,30 milyonu aşkın taşı sıksa su çıkaracak gencimiz var.Bu potansiyel ülkenin kalkınması için çok önemli bir imkan oluşturuyor.Ne yazık ki bundan yeterince yararlanamıyoruz.Kendi ülkesinde iş imkanı bulamayan yetenekli. gençlerin başka ülkelerde iş aramaları ülkemiz açısından acı bir gerçek.

Eğitimli gençlerimiz eğitimden yoksun işverenlerin baskısından yakınıyor.Bir markette ağlayan kendisine saygısız davranıp azarlayan kültür seviyesinin düşük bir işveren temsilcisinin baskısından yakındı.Bunun yüzlerce örneği ile karşılaşıyoruz.

Her genç kendi ülkesine yararlı hizmet yapmak ,gelişmesine katkı sağlayıp ,geçimini sağlamak ,ister.

Ülkesinde iş bulamadığı için başka ülkelere giden gençlerin bugüne kadar sorunlarına,iş imkanı sağlanmasına gereken duyarlılık, ve katkı gösterilmedi.

Gençlerin bu hayati sorunları her zaman göz ardı edildi. Bir de iş imkanlarında haklı olanın yerine, arkası olanın iş imkanlarına kavuşması gençlerin kendi ülkesinde iş bulma imkanını daha da zora soktu.

Sınavı kazansam,başarılı olsam da işe giremem” anlayışı,gençlerin yurt dışında iş aramasına zemin hazırladı.

Geleceğimizin güvencesi olan genlerimizin sorunları ülke yönetiminde söz sahibi olanların acil olarak çözmeleri gereken sorunların başında ele alınmalıdır.

Aksi durumda gençlerin yurt dışına gidişi bundan sonra daha da artacak gibi görülüyor.

Mustafa Kemal Atatürk yaptığı konuşmalarında defalarca gençlere duyduğu güveni dile getirmiştir.

Atamız ülkeyi muasır medeniyetler düzeyine ancak dinamik nüfusun, gençlerin getireceğine inanıyordu.

Bunun göstergesi olarak Ulusal Kurtuluş savaşında iki önemli günü olan 19 Mayıs ve 23 Nisan günleri gençlere bu duyguların tazelenmesi için Ulusal Bayram günü olarak kabul edilmiştir.

Atatürk’ün bu öngörüsünde ne kadar haklı olduğunu bugün daha iyi görüyoruz.

Tüm siyasilerimiz ülkenin istikbalinin belirlenmesinde gençlerin çok önem taşıdığını kabullenmek zorunda..

Z” kuşağı denilen bazıları farklı isimlerle tanımladığı gençlerin ülke için ne denli önem taşıdığına dikkate alınmalıdır.

Gençlere büyük haksızlıkların yapıldığı, milyonlarca gencin bugün işsiz dolaştığı bir dönemde gençler baş tacı yapılmalı,sorunlar çözümlenmeli.

Olayları kendi akıl süzgecinden geçiren, teknolojiden yararlanan gençler gelecekte ülke yararı için en doğru kararı verecek düzeye erişmiştir.

Onları ”akılları ermez,çocuktur” gözü ile bakanlar yanıldıklarını anlayacaklardır.

Ey Türk Gençliği birinci vazifen Türk istiklalini,Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir,mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur” sözleri gençlerimizce değişmez ilke olarak kabul edilmektedir.

Ondan kimsenin endişesi olmamalı.

-----------------------

FIKRA

HIRSIZIN SUÇU

Nasrettin Hocanın evine hırsız girmiş.Evde ne varsa alıp götürmüş.komşuları toplanmış herkes Hoca’yı suçluyormuş.

Kabahat sende Hoca kapıya iyi bir kilit vurmamışsın”

pencerenin demirleri yok”

Evini mahalleden uzak bir yere yapmışsın”

Uykun da çok ağır olmalı ki,adam senin evini soyarken sen mışıl mışıl uykudasın”

Hoca bu suçlamalar üzerine sonunda dayanamamış:

Yahu biraz insaf edin.Bu işte hırsızın hiç suçu yok mu?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.