Toplumun genelini ilgilendiren bilgilenmesi gereken konularda bazı resmi ve özel kurumlarımız rutin sıradan işler de olsa bunların gizli kalmasını adeta bir sır gibi saklanması yolunu seçiyor.
Böyle durumlarda da o kurumlar hakkında kamuoyunda asılsız dedikodular türetiliyor.
Aslında kurumlarımız topluma hizmet için vardır. Halkın bilgi sahibi olması gereken konuları kamuoyuna duyurması bilgilendirilmesi gerekir. Hiç bir özelliği bulunmayan olağan işleri dahi gizlilik esasına bağlanması o kurumlar hakkında toplumda şüphe uyandırıyor “ bazı şeyler gizlendiğine göre acaba burada bazı olumsuz işler mi oluyor” şüpheleri yaygınlaşıyor.
Her nedense bazı resmi kurumlarımız kamu oyna bilgi vermeyi bir külfet kabul ediyor. Buna hiç gerek görmüyor. Bazı kurumlarımızdan bilgi almak için ise birçok yaptırımlar engeller uygulanıyor. “ Üst makamlar izin vermediği sürece açıklama yapamayız. Oradan izin almanız gerekir, oraya başvurun izin verilirse açıklama yapabiliriz” deniliyor.
Öğrenmek istediğiniz sıradan bir konu da olsa bu yöntem uygulanıyor. Bu kuruluşlarımız yaptıkları etkinlikleri kendi ölçülerine , görüşlerine göre kamuoyuna duyuruyor. Basınımız da bunları doğru kabul ederek yazmak zorunda kalıyor.
Aslına bakılırsa basın mensuplarının görmedikleri, tanık olmadıkları bir şeyi bir olayı doğru olarak kabullenme zorunluluğu olamaz. Ne yazık ki kurumlarımızdan gelen bazılarının altında imzası dahi bulunmayan kendi görüşlerini yansıtan bilgi notları bizler için habermiş gibi kabul ediliyor.
Örnek vermek gerekirse diyelim bir müdürlüğümüz kendi iş alanında bir etkinlik yaptı. Bu o anda basına yansıtılırsa haber niteliği taşır. Bunun mülki amir tarafından onaylanıp basına aktarılıncaya kadar haber özelliğini kaybeder . Bunu okuyan vatandaşlar” O işler günler önce olmuştu şimdi haber yapılmış “ diye bu gecikmeyi basına mal eder.
Aslında burada suçlu olan basın değil onun gecikmesine neden olanlardır.
MONTALAMA İŞLERİ YETERİNCE DENETLENİYOR MU?
Edirne’de konutların doğalgaza geçmesinden sonra apartmanların mantolama işlemleri tüm hızıyla devam ediyor. Evleri sıcak, soğuk gibi dış etkenlere karşı korumak amacıyla yapılan montalama işini yapan çok sayıda firma var. Bu işi yapmak öyle sıradan bir iş olarak kabul edilmemeli.
İnsanların avuç dolusu para vererek yaptırdıkları mantolama işlemleri konusunda şikayetler alıyoruz. Bu görevin istenilen kalitede yapılmadığı kalitesiz malzeme kullanıldığı işçiliğe dikkat edilmediği , o işe ehil kişilerce yapılmadığı kamuoyunda tartışılıyor.
İşi yaptıran insanların bunu bilmesi mümkün değil. Böyle hayati konumu olan bir işi denetleyen bir kurum olması, yapan firmaların bu yönde yeterlilik belgesi olup olmadığını kontrol edilmesi gerekmez mi?
Bakıyorum bu işte kullanılan malzemeler farklı kalitede. Bunların kalitesi nedir? Binalar için faydalı olacak, o binayı dış etkenlere karşı koruyabilecek zamanla yıpranıp görevini yapamaz hale gelebilecek malzemeler kullanılıp kullanılmadığı yönünde endişeler var. Bazı apartman sahipleri montalama yaptıktan sonra herhangi bir sorun çıktığında muhatabını bulamadıklarından yakınıyor işin garantisi konusunda şüpheler var. Bu görevler herkesin yapabileceği sıradan iş konumunda olmamalı. Yarın herhangi bir aksaklık anında, o işi yapan kişilere bulma gerektiğinde aksaklıkların giderilmesi sağlanmalı. Halkımız. Doğalgaz firmalarının bazılarından bu darbeyi yedi.Evlerine doğalgaz bağlatanlar bir süre sonra arıza anında ilgili firmayı aradıklarında başka illerde olduğunu gördüler veya böyle bir firmanızı olmadığı anlaşıldı. Montolama işlerinde de böyle bir durum olmamalı….
********************************************************
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
TÜRK BAYRAĞININ KISA TARİHİ
İlk Türk bayrağını kimin yaptığı kesin olarak bilinmese de, Türkler Müslümanlıktan önce yapılan savaşlarda başarı gösterenlere ipekten yapılmış çeşitli bayraklar verirlerdi.
Türk boylarının kendilerine özgü bayrakları vardı. Türk boyları birleşerek han buyruğu altına girince hanın bayrağı savaş alanlarında görülmeye başladı. Son yıllarda Türkistan’da yapılan kazılarda üzerinde insan ve hayvan resimleri bulunan bayrakları ortaya çıkardı. Osmanlılar 1. Sultan Mahmut devrinde yeşil olan donanma bayrakları 3. Selim devrinde kırmızı oldu. ve üstündeki hilale sekiz köşeli yıldızlar eklendi. Cumhuriyet dönemine kadar bayrakta çeşitli değişiklikler oldu. saltanat kaldırılıp 29 Mayıs 1936’da Bayrak Yasası yürürlüğe girince bayrağımız bugünkü şeklini aldı.
ZANNEDERSEM SİZİ ARIYORLAR
Bir işyerinde görevli biri patronuna :
-“Özür dilerim beyefendi telefondan zannedersem sizi arıyorlar”
-“ Ne demek zannedersem arıyorlar. Ya arıyorlar ya da aramıyorlar. O ne biçim söz”
-“ Beyefendi telefonda cevap verdiğim zaman karşımdaki ses” Aptal kel kafalı ihtiyar budala ile mi görüşüyorum” dedi de
ÖZLÜ SÖZ
Çağımızın ahlaksızlıklarından ne şikayet ediyorsunuz? Bu daha iyi değil mi? Siz ahlaklı olursanız itibarınız daha da artar.
GOTHE
