Cep telefonu, bilgisayar ve televizyon günümüzde insanlarımızın en önemli ihtiyaçları.
Televizyonlarda özel kanalların devreye girmesi, bilgisayar sisteminde farklı kullanım yöntemleri cep telefonunda kullanıcılara sağlanan imkanlar arasından insanların kendisi için daha yararlı olduğunu seçmeleri çok zor. Bu alternatifler sunulurken süsleyip cazip halde sunuluyor.
Sistemi kullandığınızda bu sistemin size iletildiği gibi olmadığını anlayıp abonelikten ayrılmak istediğinizde yandınız demektir. Özellikle telefon kullanıcılarını öyle zorluklar getiriliyor ki bunu aşmanız mümkün değil” Efendim şu telefona başvur oradan bir başka kanala sonunda sistemden ayrılmak için şu kadar para ödeyeceksiniz” gibi güçlükler insanları canından bezdiriyor.
Buna pratik bir çözüm getirilmeli. İnsanlar bu zorluklara katlanmak zorunda mıdır?
Bir sisteme girersiniz onu beğenmediğiniz zaman da çıkarsınız. Bunun için türlü engeller çıkarmanın illaki o sisteme kalmasına zorlamanın amacı nedir.
Devletimiz bu zorlukları yaratanlara bir yaptırım getirmeli. Bu kurumlar kafalarına göre kural koyuyor. Sen de onlara uymak zorunda kalıyorsun. Böylece bilgisayarda ve telefonlarda o sistemi kullanmadığın halde aylarca boş yere para ödemek zorunda kalıyorsun.
Bir vatandaş işi gereği bir başka yere tayini çıktığı için internet sistemini ve ona bağlı telefonunu kapatmak için başvuruyor. Aboneliğini kapatabilmek için günlerce uğraşmak zorunda kalıyor. Bu arada boş yere ödeyeceği para da ayrı bir yük. Halka böyle işkence çektiren kurumlara karşı devletimizin bir müdahalesi olamaz mı, Bunlara dur diyebilecek bir merci yok mudur?
TARİHİ ÇARŞI YÖNETİCİLERİ HAKSIZ MI?
Bugüne kadar tarihi çarşılarımız esnafları dernek başkanlarıyla defalarca esnafların sorunlarını kapsayan haberler yaptık.
Özellikle Alipaşa Çarşısı ve Bedesten Esnaf Dernek başkanlarının ortak talebi, çarşılar çevresinde araç otoparkının olmaması.
Bunda yerden göğe kadar haklılar.
Bu kadar önemli bir işyerlerinin bulunduğu bir yerde araç otoparkının olmaması büyük eksiklik.
Edirne’ye gelen yerli ve yabancı turistler araçlarını ancak Selimiye yanındaki otopark’a park edebiliyor. Verilen adres orası.
Oradan ziyaret için kente dağılan insanlar rehberlerinin de yönlendirmesiyle anca o çevredeki tarihi yerleri, Arasta, Selimiye çevresini ziyaret ederek kentimizden ayrılıyor.
Edirne’nin Bedesten, Alipaşa gibi tarihi çarşıları Karaağaç, Sağlık Müzesi gibi tarihi yerleri da var.
Ne yazık ki gelen turist kafilelerinin buralarını ziyaret etmeleri ancak turistlerin rehberlerinin yönlendirilmesiyle olabiliyor. Eğer turist otobüsleri 25 Kasım Stadı yanındaki pazaryeni ve çevresinde park etmiş olsalar gelen turistlerin Edirne’nin tüm güzelliklerini görmeleri mümkün olacak.
Saraçlar Caddesini Alipaşa Çarşısı Üç Şerefeli Cami, Bedesten Çarşısı Eski Cami ve daha sonra Arasta ve Selimiye’yi görme imkânları olacak.
Ne yazık ki daha çok Edirne dışından gelen turist rehberleri bu zahmete katlanmıyor. Sadece Selimiye Camisi ziyareti Arasta, ve çevresini ziyaret etmekle yetiniyor. Onun için en kısa sürede Edirneli rehber sayısının arttırılması gerekli.
Bu sağlanmadığı takdirde başka illerden gelen turist rehberlerinin gelen kafileleri kendine göre yönlendirme alışkanlığından kurtaramayız.
İlimize gelen turistlere kentimizin tüm güzelliklerini tanıtmak için ayrıca tarihi çarşılarımız, Arasta ve Bedesten çevresinde otobüslerin park edebileceği otopark alanlarına ihtiyaç var.
Bir zamanlar gündeme gelip daha sonra unutulan Edirne tarihi dokusunu içine alacak Selimiye, Üç şerefeli, Alipaşa, Kervansaray, Bedesten ve Eski Camiyi kapsayan alanların turistlerin rahatlıkla gezebileceği şekilde düzenlenmesi Edirne ekonomisi için can suyu olacaktır.
Bu konunun gecikmeden” Altın Üçgen” projesi gündeme getirilmesi gerekir. Tarihi çarşı esnaf yöneticilerinin en önemli talebi de budur. ******************************************************
FIKRA
KİBRİT SAĞLAM
Akıl hastasının biri kibrit kutusunu açtı içinden bir kibrit çekerek çaktı, yanmadı, onu yere attı. Bir yenisini çıkardı onu da çaktı o da yanmadı. Onu da yere fırlattı. Üçüncü kibrit ateş aldı.
Akıl hastası kibritin yanması üzerine “ Bu yanıyor onu saklayayım” dedi.