Açıklamada Özcan, 30 Kasım 1925’te yürürlüğe giren yasanın, Osmanlı döneminde dinî yapıların toplumsal ve siyasal alanda yarattığı sorunlara karşı alınmış önemli bir adım olduğunu söyledi. Özcan, “Osmanlı döneminde tekkeler, çalışmaksızın tevekkül felsefesini işleyen ve toplumu uhrevi aleme yönlendiren yerler haline gelmişti. Türbeler de manevi varlıktan çıkar sağlama odakları halini almıştı. Bu nedenle 677 sayılı yasayla tekke, zaviye ve türbeler kapatılmış, bazı geleneksel unvanların kullanılması yasaklanmıştır” dedi.
Özcan, yasanın aynı zamanda şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik gibi unvanların yanı sıra falcılık, büyücülük ve muskacılık gibi uygulamaları da yasakladığını hatırlattı. Cumhuriyetin ilanından sonra bazı dini odakların siyasal amaçlarla toplum üzerinde etkili olmaya çalıştığını vurgulayan Özcan, bu yasa sayesinde bu tür uygulamaların önüne geçildiğini belirtti.
ADD Edirne Şube Başkanı Özcan, Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’taki sözlerini hatırlatarak, “Efendiler ve ey millet; biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler ve mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. Biz medeniyetin ilim ve fenninden kuvvet alıyoruz” diye konuştu.
Özcan, “Türk Ulusunun akıl ve bilim dışı bağnazlıktan kurtulup laik bilgi toplumu olmasını amaçlayan 677 sayılı Devrim Yasası’nın kabulünün 100. yıl dönümü kutlu olsun” dedi.
Gözde Kabasakal
