TÜİK, Haziran ayı enflasyon oranını aylık yüzde 1,37, yıllık ise yüzde 35,05 olarak açıklamıştı. Koç, bu oranların, pazardaki ve marketteki fiyatlarla uzaktan yakından ilgisi olmadığını belirterek, “Kamu emekçisinin ve emeklinin maaşları, hayali enflasyon rakamları üzerinden belirleniyor. Bu, kamu çalışanına ve emekliye açıkça ‘Bu sana fazla bile!’ demektir” dedi.
“AÇLIK SINIRI 27 BİN YOKSULLUK SINIRI 83 BİN"
Koç, Birleşik Kamu-İş’in Haziran 2025 verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 27.415 TL, yoksulluk sınırının ise 83.859 TL olduğunu belirterek şöyle dedi:
“Bekâr bir memur maaşı açlık sınırını zar zor karşılıyor. Ancak dört kişilik bir memur ailesi bu tabloya göre açtır! Emekli maaşları ise çoğunlukla açlık sınırının bile altında kalıyor. En düşük memur maaşı 43 bin 716 lira. Yoksulluk sınırının sadece yüzde 52’sini karşılayabiliyor.”
Koç, TÜİK’in yıllardır gerçekleri gizleyen, masa başında yazılan enflasyon oranlarıyla kamu çalışanlarının haklarının budandığı bir sistemin parçası haline geldiğini savunarak şöyle devam etti:
“Her anlamda eksiye giden bir ekonomiden artı sonuçlar çıkaran TÜİK, bu kez de yaklaşan TİS görüşmeleri öncesi kamu emekçisinin aleyhine zemin hazırlıyor. 2026-2027 maaş zamları için belirleyici olacak bu enflasyon rakamı, gerçeği yansıtmadığı gibi, emekçinin eline geçen maaşı da fiilen değersizleştiriyor.”
“EMEKÇİLER YOKSULLUĞA MAHKUM EDİLEMEZ"
Koç açıklamasında, doğalgaz, elektrik, su ve kira gibi temel gider kalemlerinde son yıllarda yaşanan büyük artışlara da dikkat çekti. 2023'ten bu yana doğalgazda yüzde 700, suda yüzde 144, elektrikte ise yüzde 91 oranında artış yaşandığını vurgulayan Koç, “Kamu emekçisi barınmaya, faturalara ve gıdaya çalışıyor. Ailesiyle dışarda bir öğün yemek yiyemez durumda” ifadelerini kullandı.
Birleşik Kamu-İş MYK Üyesi Koç, yapılacak olan 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti:
“Yıllardır danışıklı dövüşle yürüyen TİS süreçlerine bu kez seyirci kalmayacağız. Gerçek dışı enflasyon oranlarına dayanarak yapılan maaş artışlarını kabul etmiyoruz. TÜİK’in değil, pazardaki gerçeğin dikkate alındığı bir ücret sistemi talep ediyoruz. Kamu çalışanının kaderi yoksulluk olamaz. Artık masa da alan da bizim. Bu kez sesimizi daha fazla çıkacak."
Bülent Sarıçiçek
