Edirne’nin tanınmış ciğer ustalarından Niyazi Yavuz, 2’nci şubesini Olin Kavşağı’nda açtı. 500 metrekare alana ve 400 kişiyi aynı anda ağırlama kapasitesine sahip şube, oldukça modern bir şekilde dizayn edilmiş durumda. Ciğerci Niyazi Yavuz, Edirne’ye yakışır bir mekan açtıkları için çok mutlu olduklarını dile getirdi. Yavuz, yeni açılan mekanında, kadınlar için emzirme odası, engelli tuvaleti olduğunu ve yakın zamanda çocuk oyun alanın da oluşturulacağını ifade etti.
“400 KİŞİYİ AYNI ANDA AĞIRLAYABİLİRİZ”
Ciğerci Niyazi’nin Sahibi Niyazi Yavuz Edirne’ye yakışacak bir mekan oluşturduklarını söyleyerek, “Edirne turizm şehri, yılda milyonlarca turisti ağırlıyor. 5 tane sınır kapısı olan bir şehirde yaşıyoruz. Bende bu şehirde ciğer ustalığı yapıyorum. İşletme olarak 50 kişinin üzerinde çalışanımız var. Bu çalışan sayısını 70’lere kadar çıkarmayı düşünüyoruz. Bu işletmeyi ne için açtık? Bu işletme bizim ustalık eserimiz. Edirne’ye yakışır, en iyi şekilde, masasıyla, sandalyesiyle, dizaynıyla ve renklerle dükkanı oluşturduk. Edirne’deki en büyük eksiğimiz otoparktı. İşletmemizin şu anda, kaç kişi gelirse gelsin, gelen insan sayısına yetecek kapasiteli otoparkı mevcut. Tur otobüsleriyle ilgili hiçbir sıkıntımız yok. Onlar zaten 5-10 otobüs gelip yemeğini yiyecek ve gidecek. Burada işimizi çok iyi yapmalıyız. Edirne’de ki tüm ciğer ustalarımız da işlerini düzgün yapıyorlar. Ancak daha da iyi yapmalıyız. Diğer şehirlerde gezip gördükçe ufkum gelişiyor. Ben 12-13 yıl önce Konya Hilton’a gittiğimde, Edirne’ye 5 yıldızlı hotel lazım dedim. O zaman bana ‘Bu adam ne bilir’ dediler. Ancak bugün, o güne geldik. Güzel Edirne’mize daha çok yatırımlar yapılmalıdır. Ben yatırımdan hiç kaçmadım, buraya her şeyimi harcadım ve güzel Edirne’m için çok iyi olduğuna inanıyorum. Yeni şubemiz 500 metrekare alana ve 400 kişiyi aynı anda ağırlayabilecek kapasiteye sahip.” ifadelerini kullandı.
“SEN YAĞLA, BEN CİĞER KOKUTAYIM”
Yavuz 1983 yılında babasının kendisine dükkan açtığını belirterek, “Ben o zaman 19 yaşındayım. Dolaplarımın altı çürük. Yarısı var, yarısı yok. 12 tane taburem var, 10 tane de tabağım. Müşterim geliyor, yemeğini yiyor ondan sonra o tabağı yıkıyoruz ve gelen müşterimizin yemeğini veriyoruz. Edirne ciğeri için her zaman mücadele verdik. Ben Bülent Ersoy’a ciğer yapmak istemiştim. O zaman benim için, ‘ne işi var o adamın burada’ demişlerdi. O gün öyle bir gün oldu ki, İşadamı Mustafa Altunhan İstanbul’a güreşçileri götürüyordu. Ben o zaman Mustafa Altunhan’a, ‘Sen orasını yağla, bende ciğer kokutayım’ dedim. Ben sana döneceğim, dedi. 3 saat sonra yeniden aradım ve bana dedi ki, sende geliyorsun. O zaman Mustafa Ağabey, Osman Tan’ın yanındaydı. Ben o zaman Bülent Ersoy’a giderken, ciğeri veresiye aldım. Yağımızı da kredi kartımızdan aldık. Ben o zaman Mustafa Ağabeye demiştim ki; ben oraya gittiğimde hem ustalık hem de sunumu aynı anda yapamam. Bahri Bey arkadaşımızla beraber gittik. O program da çok heyecanlanmıştım, çünkü yanlış bir şey yapmış olsaydım Edirne’miz için büyük kayıp olurdu. Kazasız belasız başardık, geldik. Daha sonra birçok televizyon programımız oldu. Siz Edirneli basın mensuplarına öncelikle çok teşekkür ediyorum. Bugün bu tanıtımların buraya gelmesindeki en büyük sebeplerden biri sizlersiniz.” dedi.
Kerem Filiz
