Mimar Sinan'ın ölümünün 430. yılı dolayısıyla Mimar Sinan Anıtı önünde tören düzenlendi. Çelenk sunumu, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Edirne Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ender Özden, Mimar Sinan'ı anmanın yeterli olmadığını eserlerine saygı gösterip gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledi.
Tören sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Sultanların Şehri, Şehirlerin Sultanı Edirne’ye, sultanlık tacı olan Selimiye’yi takan, Selimiye Camii’ni kentin en görkemli noktasına diken Mimar Sinan’ı rahmet ve minnetle yad ettiklerini söyledi.
Mimar Koca Sinan’ın bilinen tarafıyla 375 tane esere imza attığını anlatan Gürkan, “Bu 375 eserin 374’ü Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinde ama en muhteşemi, en güzel en harikuladesi ve Mimar Sinan’ın ifadesiyle ‘Ustalık eseri’ ki bence ustalık eserinin de ötesinde dahilik eseridir Selimiye. Gelip bu eseri Edirne’ye yapıyor. Bu anlamda Mimar Koca Sinan’ı sadece 9 Nisan’da değil her gün şükranla rahmetle yad etmek, aziz hatırasının önünde saygıyla eğilmek gerekiyor” diye konuştu.
“SELİMİYE CAMİİ İÇİN ÇABA SARF EDİYORUZ”
Mimarlar Odası Edirne Temsilciliği’nin törende Selimiye Meydanı’nın biran önce düzenlenmesi ve bir an önce bu görüntüden kurtarılması gerektiğine yönelik yaptığı konuşmaya katıldığını anlatan Gürkan, “Edirne Belediyesi olarak yaklaşık 3,5 yıldır; Selimiye Camii Külliyesi’nin ve etrafının Edirne’ye, Mimar Sinan’a ve Selimiye Camii’ne yakışacak bir biçimde düzenlenmesi için çaba sarf ediyoruz. Bununla ilgili daha önce UNESCO tarafından da kabul edilmiş ama tozlu raflarda beklemeye alınmış bir proje var. Bu projeyi yeniledik. UNESCO’nun ve dünya mimarlık tarihinin beklentilerine uygun olarak, Selimiye’yi daha çok öne çıkaran, Selimiye’nin siluetini etkilemeyen, gölgelemeyen bir rekreasyon projesi alanı yaptık. Bu proje Kültür Varlıkları Koruma Kurulu ile birlikte hazırlandı” dedi.
Tarihi Yemiş Kapanı Hanı’nda önce sondaj çalışması daha sonra da Queenbet kurtarma kazısını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Gürkan, “Belki de Türkiye’de belediye olarak tek kurtarma kazısı yapan belediye biz olduk. Bu kazıyı hızlı bir şekilde bitirebilmek için elimizdeki bütün ekonomik kaynakları ve insan gücünü kullandık. Edirne Müzesi’nin rehberliğinde, Edirne Müzesi’nin denetimde ve başkanlığında yapıldı bu kazı. Kurtarma kazısı bitti ve Yemiş Kapanı Hanı’nı ortaya çıkarttık. Yine alanında çok uzman isimler olan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Metin Sözen gibi otorite isimler buraya geldiler ve Yemiş Kapı Hanı’nın ne olması gerektiği ile ilgili fikirlerini söylediler. Her iki uzman isim de Yemiş Kapanı Hanı’nın ihya edilmemesi, Selimiye’nin siluetinin korunması ve buranın bir arkeo park olması gerektiğini ifade ettiler. Bizde bilime ve uzmanlara olan saygımız nedeniyle Koruma Kurulu’na bu bağlamda bir proje hazırlayarak sunduk” şeklinde konuştu.
“ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLANDI”
Çalışmaların tam bitme aşamasına geldiğini; rekreasyon da kullanılacak malzemelerin kurul tarafından sadece onaylanmasının kaldığını belirten Gürkan, “Ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü hala tam olarak çözemediğimiz bir amaçla Ankara’da bulunan Kültür Bakanlığı Yüksek Kurulu’na itiraz etti. Bu 7-8 ay kadar sürdü. Tabi bir itiraz söz konusu olanca Yemiş Kapanı Hanı Projesi’ne bizim de rekreasyon projemiz de durduruldu. Geçtiğimiz günlerde Kültür Bakanlığı Yüksek Kurulu bir karar verdi ve Koruma Bölge Kurulu’nun hazırladığı Yemiş kapanı Hanı’nın Koruma ve Konservasyon Projeleri’nin iptallerine karar verdi. Şimdi ne olacağını bende dahil kimse bilmiyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü ısrarla buranın konservasyon değil, restitüsyon ve restorasyon projelerinin yapılmasını istiyor. Niçin? Dediğimizde cevap alamıyoruz. Restorasyon projesinde kasıt Yemiş Hanı’nı ihya etmek mi? Selimiye Cami’nin önüne 12-13 metre yüksekliğinde bir bina yapmak mı? demek bu amaçla mı isteniyor. Başka bir amaç var. Bunu net olarak anlayamadım. Arkadaşlarım konuyu inceliyorlar. Kurulla tekrar görüşeceğiz. Edirne Belediyesi’nin bütün iyi niyetli çabalarına rağmen; biran önce Selimiye Camii ve etrafının kentimize yakışır bir şekilde düzenlenmek istememize rağmen bunu gerçekleştiremedik. Gerçekten üzgünüm. Çok iyi niyetle başlamış olan bir çalışmaydı. Tam sonuca ulaşmamışken, durduruldu, elimiz kolumuz bağlandı. Bundan sonra ne yapacağımıza karar vereceğiz. Bizim amacımız üzüm yemek bağcı dövmek değil, söz konusu olan Selimiye. Selimiye sadece Edirne’nin tüm dünyanın ortak mirası. Bir ibadethane, bir anıt eser. Yaklaşık sekiz ay Yüksek Kurulu’nun Yemiş Kapanı Hanı ile ilgili kararını vermesini bekledik. Eğer, biz karar verirken, siz projeye başlayın deselerdi; biz belki de ‘Selimiye Camii Çevresi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Projesi’nin yüzde 50’sini tamamlamış olacaktık. Yazık, günah Selimiye’yi bu şekilde bekletmeye hiçbirimizin hakkı yok” dedi.
