İRİŞ,”ŞAHSİYET VE KAREKTER EĞİTİMİNİ BENİMSEMELİYİZ”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, Edirne Saadet Partisi İl Teşkilatında bir basın toplantısı düzenledi.Toplantıya parti yöneticileri de katıldı  İriş, Eğitim ile ilgili, 2018 - 19 Eğitim yılı arifesinde düzenlediği basın toplantısında; Şahsiyet ve karakter eğitimine önem ve öncülük verilmesine, Taklitçi ve ezberci eğitim sistemlerinin bizi ileri götürmeyeceğine, Mevcut eğitim düzeninin sınıfta kaldığına hatta iflas ettiğine vurgu yaptı.

İRİŞ,”ŞAHSİYET VE KAREKTER EĞİTİMİNİ BENİMSEMELİYİZ”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, Edirne Saadet Partisi İl Teşkilatında bir basın toplantısı düzenledi.Toplantıya parti yöneticileri de katıldı  İriş, Eğitim ile ilgili, 2018 - 19 Eğitim yılı arifesinde düzenlediği basın toplantısında; Şahsiyet ve karakter eğitimine önem ve öncülük verilmesine, Taklitçi ve ezberci eğitim sistemlerinin bizi ileri götürmeyeceğine, Mevcut eğitim düzeninin sınıfta kaldığına hatta iflas ettiğine vurgu yaptı.

Emre SEDEF
Emre SEDEF
15 Eylül 2018 Cumartesi 08:03
İRİŞ,”ŞAHSİYET VE KAREKTER EĞİTİMİNİ BENİMSEMELİYİZ”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş  parti il merkezinde  bir basın toplantısı düzenledi toplantıya İl Başkanı ve parti yöneticileri de katıldı. konuşmasında eğitim sorunlarına değinen İriş  şunları kaydetti; “Bir eğitim, öğretim yılına daha giriyoruz. İlk, orta liseye giden öğrencilerimiz 18 milyon civarında. Üniversite öğrencileriyle beraber 20 milyonu aşıyor.  Yani nüfusumuzun dörtte birinden fazlası yeni bir eğitim yılına başlıyor.  Bu vesile ile öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve tüm eğitim camiasına hayırlı, başarılı bir eğitim, öğretim yılı temenni ediyoruz. Bu sürecin en az öğrenciler kadar heyecan taşıyan bütün velilerimiz için de hayırlı olmasını diliyoruz. Eğitimin, gerek fert gerekse milletlerin hayatında müstesna bir yeri vardır.  Bireyler, dolayısıyla toplumlar ne kadar iyi eğitim alabilirlerse yaşamları o kadar kaliteli olur. Eğitimde,aile,sosyal çevre, medya ve okul önemlidir; Bütün bu unsurlar; iyinin, güzelin, faydalının ve adil olanın gerçekleşip yaşanmasına katkı sağlıyorsa, görevlerini yapmış olurlar. Milletimize ve ülkemize en hayırlı hizmeti sunmuş olurlar.  Eğer bunların tersini yapıyorlarsa, milletimize ve ülkemize en büyük kötülüğü yapmış olurlar.

AİL ÖNEMLİ 

* Aile yuvasında ebeveyn çocuklara; doğruluğu, dürüstlüğü öğretirse, azmi ve çalışkanlığı aşılarsa, tembellik, bencillik, yalancılık ve bunun gibi olumsuzluklardan korursa,

* Sevgi, merhamet, fedakârlık, sabır gibi güzel hasletleri kazandırabilirse,

Özetle; güzel ahlaklı bir insan olarak yetiştirirse, aile görevini yapmış olur.

2.SOSYAL ÇEVRE;

Yaşadığımız tüm ortamların kötülüklerden arındırılması, milli bir hedef haline getirilmelidir. Güzel ahlakı tahrip eden tüm olumsuzluklardan korunmak çok önemlidir.                                                                 Bu kötülüklerin başında adaletsizlik, haksızlık, yolsuzluk, rüşvet, haksız kazanç gibi şeyler gelir. Bunun yanında ehliyet ve liyakatin değersizleşmesi, adam kayırma gibi pek çok kötülüğü sayabiliriz. Haksızlıklar karşısında sessiz kalmak, nemelazımcılık belki de en büyük kötülüklerdendir.

Diğer taraftan;  “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”. ” Ev alma komşu al…”                    gibi atasözlerimiz sosyal çevrenin önemini çok iyi anlatıyor.

3. MEDYA/ SOSYAL MEDYA;

Medya/Sosyal medya, İnsan eğitimine en büyük etkiyi yapan unsurlardan biridir. Islah edici, iyiliği teşvik edici bir hal taşıyorsa ne güzel. Vurmayı, kırmayı, dedikoduyu, israfı ve bunun gibi, tahripleri teşvik ediyorsa ne kötü.  Medya konusu başlı başına incelenecek bir konudur.

Okuldaki eğitimi fiziksel ortam öğretmen ve müfredat  olarak, üç başlık altında inceleyebiliriz;    

Bina, araç, gereç ve benzeri imkânların tabii ki eğitim kalitesine etkileri tartışılmaz. Ama binanın da her şey olmadığını bilmeliyiz.

Öğretmen eğitimin temel direğidir. Okul binalarında kırık dökükler olsa da, hatta müfredat /sistem sorunları olsa bile tıkanıklığı iyi bir öğretmen aşabilir. Bir öğretmen hem sistemden hem müfredattan hem de okulun fiziki şartlarından çok daha önemlidir.  Yani iyi öğretmen yoksa sonuç iyi olmaz. Bundan dolayı öğretmen yetiştirilmesi konusu çok titizlikle ele alınmalıdır. Öğretmenlik bilgi, becerinin yanında bir sanattır. Öğretmen olacakların seçimleri de,  eğitim - öğretimleri de özel olmalıdır. Çünkü gençliğin yetişmesinde,  topluma kazandırılmasında, en önemli sorumluluklardan biri öğretmenlere aittir.

Taklitçi ve ezberci eğitim sistemleri bizi ileri götürmez.  Heyecan vermeyen, iyiliğe sevk etmeyen bir eğitim düzeninden fayda gelmez. Bundan dolayı kanaatimizce ülkenin en önemli kanayan yarası eğitim konusudur. Zaten Milli Eğitim Bakanı da eğitimdeki durumumuz için “ kıyameti koparmamız gereken bir durum” diyor. Diyor da bu kıyameti kimler koparacak? Konunun vahameti halkımızın tüm kesimlerinde nasıl fark edilecek? Çözümleri kim ortaya koyacak?

Evet, bu konu hepimizi ilgilendiriyor. Çünkü aynı ülkenin çocukları, aynı geminin yolcularıyız. Bu konu tüm velileri, dernek, vakıf tüm kuruluşları, iş dünyasını…  hasılı hepimizi ilgilendiriyor. Ama geminin dümeninde kimler varsa, birinci sorumlu onlardır. Genel eğitim politikasını yöneticiler belirler. Hedefler ortaya konulur. Bu hedeflere ulaşılması için her türlü plan, program yapılır. Bu planların gerçekleşmesi için gereken şartlar hazırlanıp, takip edilir. Bu konuda da birinci mesul yöneticilerdir. “Bir başka ifade ile eğitimin karnesi yöneticilerin karnesidir.”

Bakın, eğitimde dünyada kaçıncı sıradayız?  (Dünya eğitim forumu eğitim kalitesi 2018 raporuna göre Türkiye 137 ülke arasında 99. Sırada).

Fizikte, matematikte yerimiz neresi? … gibi soruları sormayacağız. Ama Yargıtay başkanı; “Hukuk fakülteleri 5 yıla çıkarılsın. Birinci sınıfta Türkçe / dilbilgisi dersleri zorunlu olsun”diye YÖK’e başvuruyorsa konu gerçekten vahimdir. Sadece o mu? İstanbul Milli Eğitim müdürü “lise çağındaki çocuklar okuma zorluğu çekiyor” diyor. Eğitimdeki içler acısı halimizi bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Bunun için, içimiz acıyor. Bu gün burada çocuklarımızın eğitim konusunu konuşuyoruz. 80-milyon memleket evladını kardeş bilen bir anlayışın mensuplarıyız. Bizler Milli Görüş sahibiyiz. Olaylara Milli Görüş penceresinden bakıyoruz. Milletimizin derdi bizim derdimizdir. 50 yıla yakın bir zamandır haykırıyoruz. “Önce ahlak ve maneviyat” diye.  Bunun öneminin anlaşılması için çırpınıyoruz. Derdimiz ikbal davası değildir. Derdimiz topyekûn milletçe ayağa kalkma davasıdır. Bu davada da eğitim en önemli konudur.  Yönetme sorumluluğu taşıyanlara sesleniyoruz; Artık lütfen kabul edin; “Mevcut eğitim düzeni sınıfta kalmıştır, iflas etmiştir.” Artık kendi özümüze, kendi değerlerimize dönmenin zamanı geldi, geçiyor. İyi insan yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Müfredat, üretim ve katma değer sağlamalıdır. Binayı değil, insanı öncelemelidir. Haksız rekabeti değil, fazileti öncelemelidir. Sömürüyü değil, paylaşmayı öncelemelidir. Menfaati değil, fedakârlığı esas almalıdır.

2018-19 Eğitim - Öğretim yılının ülkemizin imkân ve kaynaklarını, en iyi şekilde kullanacak gençler yetiştirmeye vesile olmasını temenni ediyorum. Bu eğitim öğretim yılı gençlerimize, ailelerimize, tüm milletimize hayırlı olsun.”

Fikri Yalın

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.