Kent Konseyi Yönetim Kurulu yaşanan zam fırtınası ve kent içi ulaşım zamlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Tekelci, tek tip toplu taşıma sistemine karşı, kamucu toplu ulaşım sistemine geçilmeli, Belediyeler doğrudan, direkt olarak toplu taşıma hizmeti sunmalıdır.” Diyen Kent Konseyi yönetimi Edirne Belediyesinden belediye otobüslerini uygulamaya alması gerektiğini savundu.
Açıklamada, ülke tarihinin en derin siyasal ve ekonomik krizlerinden birinin yaşandığı dile getirilerek, gıda ürünlerinden doğalgaza, akaryakıttan elektriğe kadar iğneden ipliğe yapılan zamların son olarak kentimizdeki toplu taşıma ücretlerine de yansıdığının altı çizildi.
Kent Konseyi Yönetimi açıklamasında şunlara değindi:
“Toplu taşımaya yapılan zam, toplu taşımayı en çok kullanan kent yoksulları, öğrenciler, işçiler ve emekliler için gündelik hayatı adeta çileye dönüştürmüştür. Her alanda yapılan zamlar, emeğiyle geçinen geniş toplum kesimlerinin hayatını sürdürülemez hale getirmiştir.
KRİZİN BEDELİNİ DAR GELİRLİ ÖDÜYOR
Emekçi ve dar gelirli kesimler her geçen gün daha fazla borçlanarak, daha fazla kredi kullanarak ay sonunu getirmeye çalışmaktadır. Emekçiler sorumlusu olmadıkları bir krizin bedelini ödemek zorunda kalmaktadır.
Ülkemizdeki gelir dağılımının adaletsizliği ise tarihimizdeki en yüksek boyutlarına ulaşmıştır. Gelir dağılımından en az payı alan kent yoksulları eşitsizliği en fazla hisseden kesim olurken emekliler ve asgari ücretliler krizi en derin biçimde yaşayan kesimlerin başında gelmektedir.
Ekonomik krizle mücadelenin yolu onu yok saymak değildir. Krizden kurtulmanın yolu emek eksenli politikalar geliştirilmesi, kamusal anlayışın yaygınlaştırılması ve üretime dayalı bir ekonomik yapının kurulmasıdır. Krizden çıkışın yöntemi emeğin ve halkın sesine kulak verilmesinden geçmektedir.
KENT KONSEYİ OLARAK YETKİLİLERE SESLENİYORUZ
Hayat pahalılığı altında ezilen yurttaşlarımızın, kentlilerimizin artık nefes almaya ihtiyacı vardır. Edirne Kent Konseyi olarak, kentimize, kentlilerimize karşı görevimizin bilinciyle, yetkililere sesleniyoruz: Geçim sıkıntısı içerisindeki geniş halk kesimlerinin, kentlilerimizin krizden daha fazla etkilenmemesi için; Halk Ekmek Fabrikası kurularak ucuz nitelikli ekmek üretimi kamu kaynakları ile sağlanmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirmesine son verilmeli, tekelci, tek tip toplu taşıma sistemine karşı, kamucu toplu ulaşım sistemine geçilmeli, Belediyeler doğrudan, direkt olarak toplu taşıma hizmeti sunmalıdır. Geliri yoksulluk sınırının altında olan kesimlerin temel gereksinimleri devletçe karşılanmalıdır. Krizde işini kaybeden, geliri azalan tüm kesimlere doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır. Enerji (akaryakıt, elektrik, doğalgaz vb.) zamları geri alınmalı, sosyal devlet gereği artışlar devlet tarafından karşılanmalıdır. Hayat pahalılığı altında, zorluklar içerisinde geçim mücadelesi veren kentlilerimizin temsilcisi ve sesi olarak bizler halkımızın yoksullaştırılmasına, sefalete sürüklenmesine, ülke kaynaklarının tüketilmesine sessiz kalmayacağız. Kamusal hizmetlerin kamu tarafından sağlanması, insanca yaşayabileceğimiz koşulların oluşturulması ve demokratik kent yönetimi taleplerimizin takipçisi olmaya devam edeceğiz.”
Yavuz Göktaş
