Yıllardır böyle bir tabloya şahit olmadıklarını belirten vatandaşlar, "Tunca'nın halini gördükçe içimiz parçalanıyor. Eskiden burada balıkçı kayıkları tur atar, çocuklar suya girerdi. Şimdi neredeyse çöl gibi olmuş. Bu durumu görünce içimiz parçalanıyor. Kısa sürede tedbir alınmasını ve nehrin kurtarılmasını bekliyoruz" dediler.
Kuruyan Tunca Nehri, sadece doğal yaşamı değil, tarımsal üretimi de doğrudan etkiledi. Nehrin beslediği sulama kanalları kuruduğu için tarlalara su gitmiyor. Edirne’nin verimli topraklarında üretim yapan çiftçiler, mahsullerini sulayamadıkları için büyük zararlarla karşı karşıya. Bazı köylerde ekili arazilerde erken kuruma belirtileri görülmeye başlandı.
Tarım ve hayvancılık yapan çiftçiler, bu durumun sadece kısa vadeli değil, uzun vadeli ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekerek, “Kuraklık ve yanlış su yönetimiyle karşı karşıyayız. Tunca’daki bu dramatik düşüş, acil müdahale gerektiriyor. Eğer önlem alınmazsa hem tarımsal üretim hem de içme suyu kaynakları büyük tehdit altında” diye konuştular.
EKOSİSTEM VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK TEHLİKEDE
Tunca Nehri’nde yaşanan kuraklık, nehirdeki biyolojik çeşitliliği de tehdit ediyor. Balık popülasyonlarında ciddi düşüş yaşanırken, nehir boyunca yaşayan birçok canlı türü yaşam alanını kaybediyor.
Kuruyan alanlarda sinek ve haşere yoğunluğunun arttığı, kötü koku oluştuğu bildiriliyor. Uzmanlar, su seviyesindeki bu ani ve büyük düşüşlerin doğal yaşamı geri dönüşü olmayan bir şekilde etkileyebileceği uyarısında bulunuyor.
Trakya Üniversitesi’nden çevre bilimciler, yaşanan krizin sadece mevsimsel değil, iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, uzun süredir devam eden plansız su kullanımı, kış aylarındaki yetersiz yağış ve artan sıcaklıklar bu tabloyu kaçınılmaz hale getirdi.
Uzmanlar,“Yüzey sularının bu kadar hızla çekilmesi olağan dışı bir durumdur. Bu sadece Tunca’yı değil, Meriç ve Ergene nehirlerini de etkileyecek bir sürecin başlangıcı olabilir. Su yönetimi politikalarının bir an önce gözden geçirilmesi gerekiyor" dediler.
ACİL EYLEM PLANI BEKLENİYOR
Edirneliler, yaşanan bu çevre felaketine karşı yetkililerin daha fazla seyirci kalmaması gerektiğini belirtiyor.
Belediyelerden, Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan, DSİ’den ve çevre kuruluşlarından ortak bir eylem planı talep ediliyor. Yerel sivil toplum kuruluşları da bölgede su kaynaklarının korunmasına yönelik farkındalık kampanyaları başlatmayı planlıyor.
Bülent Sarıçiçek
