Üçkardeşler, konu ile ilgili olarak açıklamasını şöyle sürdürdü “Migren,çocukluk çağında başlayabildiği gibi, gençlik ve orta yaşlarda da başlayabilir. Kızlarda ise sıklıkla bluğ çağında başlar. Bu hastalığın aylık sıklığı hastadan hastaya çok değişiklik gösterir. Genellikle ayda 1 atak vardır. Ancak ayda 4, 10, 15 atak olabildiği gibi yılda 1, 2 atak gibi nadir atak geçiren hastalar da vardır. Migren,kadınlarda daha sık görülür. Her 5 kadından birinde migren görülmektedir (% 20). Kadınlarda daha sık görülmesi kadınlardaki östrojen hormonuna bağlanmaktadır. Bir migren atağının dönemleri; (1) prodrom (ağrı öncesi saatler, hatta günler), (2) aura (hemen ağrı öncesi belirtiler), (3) ağrı ve (4) ağrı sonrası (postiktal) dönemler olmak üzere 4 aşamada incelenir. Ağrı dönemi dışındaki dönemler her hastada görülmeyebilir. Örneğin bazı hastalarda ne prodrom ne de aura vardır. Prodrom dönem belirtileri kişiden kişiye değişir. Genellikle kadınlarda sinirlilik, sersemlik, alınganlık, yanlış anlama, yanlış algılama, okuduğunu algılayamama gibi belirtilerdir. Aura döneminde genellikle görsel bulgular vardır. Net görmede bozulma, görme alanında bir ışıklı ya da karınlık bir noktanın oluşması görülebilir, bunu bu noktanın etrafında ışıklı, renkli zig-zag çizgilerden oluşan bir çember en sık görülür. Görme alanının bir yarısında görme kaybı da olabilir. Ancak, özellikli baziler tip migrende kol bacak ya da yüzde bir tarafta uyuşma karıncalanma gibi nörolojk belirtiler olabilmektedir. Ağrı genellikle başın sağ veya sol tarafınndan başlar, sonra tüm başa yayılabilir. Genellikle zonklayıcı karakterdedir. Genellikle ağrı şiddeti artıp azalabilir. Şiddetlendiği dönemlerde hastaların yarısında bulantı kusma görülür. Işıktan ve sesten rahatsız olma vardır. Ağrının süresi hastadan hastaya değişir. Birkaç saat ile birkaç gün sürelerde ağrı atakları olabilir. Bazı nadir migren tiplerinde vücudun bir yarısında duyu azalması, duyu kaybı hatta geçici felç durumu olabilir. Ağrı sonrası dönemde genellikle halsizlik, uyku hali, yılgınlık gibi olaylar görülür.” dedi
AÇLIK UYKUSUZLUK, STRES HASTALIĞI TETİKLER
Migrenin atakları uykusuzluk, stres, açlık gibi durumlardan tetiklenebileceğini belirten Üçkardeşler," Gıdalardan, mayalı allollü içkiler (kırmızı şarap, konyak ve bira) sıklıkla migren tetikler. Meyva ve sebzelerin bazıları kişiden kişiye çok değişiklik gösterebilen tetikleme yapabılir. Benim bir hastamda muz, diğer bir hastamda domates tetikliyordu. Bunu hastann kendisi keşfeder ve bu gıdalardan uzak durur. Örneğin bizde pek yenilmeyen rokfor peyniri migren tetikleyen peynirlere örnektir. Bizim Edirne peyniri pek tetiklemez ancak eski kaşarlar tetikleyebilmektedir. Kadın hastalardaki östrojen hormonu başlıca migren tetikleyicisidir. Migrenli kadınlarda regl öncesi 1 haftalık dönemde veya regl döneminde kadınlarda sıklıkla migren atağı olur. Bunun nedeni östrojen ve progesteron dengesinin östrojen lehine bozulması ve östrojenlerin beyni uyarması sonucu migren atağının başlamasıdar. Östrojen içeren doğum kontrol hapları, bazı antibiyotikler, damar genişletici ilaçlar migreni tetikleyebilir. Migren, genelde hayati tehlike yaratmayan ancak uzun süreli bir hastalıktır. Kadınlarda genelde östrojen salgılanmasının azaldığı ve sonra durduğu menapoz döneminde migren kaybolur. Migren tanısı hastanın hikayesinin ayrıntılı olarak dinlenmesi, göz dibi bulguları, dikkatli bir nörolojik muayene ile konulur. Beyin tomografisi beyin MR gibi tetkikler, kan tetkikleri genellikle normaldir. Bazı migren hastalarında beyin elektrosu (EEG) anormallik gösterebilse de genellikle EEG normaldir. Eğer EEG anormalse tedavide epilepsi ilaçları kullanılabilir. Eğer bir hastada ağrı daima tek taraflı ve EEG'de aynı tarafa uyan anormallik varsa mutlaka beyin tomografi ya da daha iyisi beyin MR ile incelenmelidir. Çok nadiren migren hastalarında beyin damar yumakları, damar genişlemeleri, hatta çok çok nadiren tümörler görülebilmektedir” dedi.
MİGRENİN İLAÇLA TEDAVİSİ İKİ BÖLÜMDEN OLUŞUR
Migrenin ilaçla tedavisinin; 2 bölümden oluştuğunu belirten Üçkardeşler, “Bunlar (1) migren atağı tedavisi (2) koruyucu tedavidir. Koruyucu tedavi ayda 1'den fazla atak geçiren, nadir de olsa çok şiddetli ve uzun süreli ağrılara sahip hastalara uygulanır. Koruyucu ilaç teravisi 3 aşamada yapılandırılır. Önce en basit olan depresyon ilaçları kullanılır. Bunlar beyinde serotonin denen maddenin artımını sağlayarak migren ataklarını önler. Bunların yararsız olması halinde bir üst basamağa geçilir. Basamak arttıkça ilaç sayısı ve yan etkiler arttığından önce en basit tedavi ile koruyucu tedaviye başlanmalıdır. Migren atak tedavisinde önce ağrı kesiciler (aspirin, parasetamol ve kafein, nonsteroid anti enflamatuvar analjezik) verilir. Bunların etkisiz olması durumunda beyinde sinir hücreleri arasında iletimi sağlayan maddelerden biri olan serotonin denen madde gibi etki gösterin ilaçlar verilir. Regl dönemi migreni olan kadınlarda depresyon ilaçları ve diğer koruyucular etkisiz olursa sadece regl döneminde kullanılıp regl geçtikten sonra kesilen ilaçlar kullanılır. İlaç tedavisi dışında veya yanında ilaç tedavisine dirençli migrenlilerde botox enjeksiyonu, kafaya manyetik uyarım, vagus siniri uyarımı ve bazı özel cerrahi yöntemler uygulanmaktadır. Ancak, bunlara nadiren gereksinim duyulur” dedi.
Fikri Yalın
